97. yıl dönümünü kutladığımız Lozan, Trablusgarp, Balkan, Birinci
Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi’ni bitiren siyasi bir zaferdir. Lozan; her türlü
kapitülasyonlara son vererek Türkiye’nin tam bağımsız bir ulus devleti olmasını
sağlamıştır. Lozan görüşmesine katılan devletler; Türkiye İngiltere, İtalya,
Yunanistan, Fransa Romanya ve Bulgaristan’dır. Gözlemci devlet ise ABD’dir. Devletin
başında Mustafa Kemal Paşa vardır ve Lozan’daki heyet başkanımız İsmet
Paşa’dır.
Lozan görüşmeleri 20 Kasım 1922’de başlamıştır. Ancak Türk
devleti görüşmelerin başlamasından önce çıkardığı bir kanunla saltanatı
kaldırmış ve padişahlık böylece sona ermiştir. Uzun tartışmalar yapıldı,
taraflar direniyordu. Bu arada Fransa ve İngiltere İstanbul’un işgaline son
verdi. 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Anlaşması imzalandı, böylece egemenliğimiz
dünya tarafından kabul edilmiş oldu.
Atatürk Lozan’ı tartışmaya açmadan önce akıllı diplomasiyle
Lozan’ın eksiklerini tamamlamış, ulusal çıkarları gerçekleştirmiştir. Şöyle ki;
Atatürk Türkiye’si 1926’da Medeni Kanun’u kabul edince tüm yurttaşlar eşit ve
laik hukuka tabi oldu. Böylece azınlıklara Lozan’da verilen özel haklar ortadan
kaldırıldı. 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye Boğazlar üzerinde kesin
egemenlik kurdu. Böylece Lozan’daki Boğazlar Komisyonu ortadan kalktı ve boğazların
yönetimi Türkiye geçti.
1939’da Hatay anavatana katıldı ve böylece Lozan tamamlandı.
Nitekim Atatürk, “Lozan, Montrö ile taçlandırılmıştır” dedi. Kapitülasyonların
kaldırılması en büyük kazançlarımızdan biriydi. Lozan’da kaybettiğimiz bir
karış toprağımız yoktur. Asıl gelişmeler bundan sonra oldu, 13 Ekim 1923’te
Cumhuriyet ilan edildi. Mustafa Kemal Paşa cumhurbaşkanı seçildi. Demek ki her
şey bağımsızlığımızı resmen elde ettiğimiz Lozan Anlaşması’na bağlıydı. Lozan’ı
unutmayalım.