Son yıllarda hukuk, adalet,
eğitim, şeffaflık dahil her alanda olduğu gibi basın da erozyona
uğratıldı. Dünyada demokratik ve özgür olmayan ülkeler arasına sıkışmış
haldeyiz. Özgürlük demek gerçeğe ulaşmayı şeffaflığın içinde barındırır.
Gazetecilikte zaten kitlelere bu gerçeği aktarmadan gazetecilik halkın
gerçeklerinden haberdar olması için bilgi yayar. Bugün maalesef
bunu baskıyla, korkuyla yıldırması söz konusudur. Medya bütün bu
baskıcı davranışlar ve yönetim şekli ile köşeye sıkışmış durumdadır.
Basın özgürlüğü görev ve düşünceleri basın-yayın yoluyla açıklayabilme ve
yayılabilme hakkıdır. Basın özgürlüğü Birleşmiş Milletler tarafından İnsan
Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ilan edilen birçok ülke arasında kabul edilen
bir haktır.
3 Mayıs 2023 tarihinde sınır tanımayan gazeteciler örgütüne (PSF)
göre şu anda 180 ülke arasında Türkiye’nin 157. sırada gösterilmesi çok üzüntü
vericidir. Bu yıl da basın özgürlüğünün önündeki engeller ve gazetecilerin
giderek büyüyen sorunları ve birçok gazetecinin tutuklu olması düşündürücüdür.
Hepimiz biliyoruz ki basın demokratik hayatımızın vazgeçilmez bir unsuru haber
alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracıdır. Tarafsız ve objektif bir biçimde
haber ve bilgi akışı sağlayarak toplumu aydınlatma doğru bilgilendirme görevi
yapmalıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Basın milletin müşterek sesidir’’ sözü çok
anlamlıdır.
Sonuç olarak öncelikle basının özgürleşmesi için bugüne kadar bu uğurda
hayatını kaybeden tüm basın şehitlerini anıyor, daha
özgür demokrasili, daha çağdaş bir basın özgürlüğü gününde buluşmak
ümidiyle tüm basın emekçilerinin “Dünya Basın Özgürlüğü Günü”nü kutluyorum.
Ayrıca 3 Mayıs Türk milliyetçileri için çok önemli bir gün olan Türkçülük
Günü’nü de kutluyorum.
İyi hafta sonları…