Fındık sezonu yaklaştıkça tartışmalarda yoğunlaştı. Bir çok kesim yaptıkları açıklamalarla fındığa ve üreticiye fayda sağlamak yerine spekülatif çıkışlarla yine fındığı çok bilinmezli denkleme dönüştürmeye devam ediyor.

Bir taraftan gerçekçi olmayan rekolte açıklamaları, diğer taraftan fındık fiyatlarını olumsuz etkileyecek tartışmalı açıklamalar faydadan çok zarar vermektedir. Dünya fındık üretiminin yüzde 80’in elinde bulunduran ve dünyanın en kaliteli fındığını üreten Türkiye olmasına rağmen bu gerçeği görmeden yapılan açıklamalar ne üreticiye ne de fındığın geleceğine fayda sağlamamaktadır.

Diğer taraftan Türkiye’de fındığın en köklü ve en büyük fındık kuruluşu olan Fiskobirlik’in bu kısır tartışmalar içine çekilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılması ise kabul edilemez. Kim ne derse desin tarihi boyunca hem fındığın hem de üreticinin yanında ve en büyük destekçisi olan Fiskobirlik, geçici bir dönem devre dışı kaldıysa da son yıllarda yaptığı çalışmalar ve adımlarla yeniden fındığın ve üreticinin umudu haline gelmiştir. Borç batağına saplanan ve tamamen çalışamaz hale getirilen Fiskobirlik, birilerinin üstün çaba ve gayretiyle –ki bu birisi/leri Fiskobirlik yönetim kurulu başkanı Lütfi Bayraktar’dan başkası değildir- yeniden eski güçlü günlerine dönerken, yakın geçmişte ve gelecekte fındıkta tekelleşmeye giden dış kaynakların karşısında yükselen bir değer ve bir üretici kuruluşu olan Fiskobirlik’e haksızlıktan başka bir şey değildir.

Neymiş efendim; TMO’dan alınan 10 bin ton fındık ucuz fiyattan peşkeş çekilmiş. Fiskobirlik’e bu destek neden verilmişmiş…

Bir kere ortada peşkeş diye bir şey yok! Fiskobirlik günün fiyatlarından ve bedelini ödeyerek bu fındığı almış ve ürüne dönüştürerek ekonomiye katkı sağlamış. Yatırım yapmış ve istihdam sağlamıştır. Keşke 10 bin ton değil de 100 bin ton bedava verilseydi. Ne kadar güçlü bir Fiskobirlik o kadar güçlü üretim ve ekonomi demektir. Eğer fındığa değer katılmak isteniyorsa, son yıllarda güçlenen ve piyasa belirleyen özel/yabancı sermayenin karşısında da o kadar güçlü ve üretici kuruluşu olan Fiskobirlik yer almalıdır. İşte o zaman fındıkta bir değerden ve gelecekten bahsedebiliriz.

Sayın Bayraktar, uzun yıllardır tek başına mücadele verirken sus pus olanların, Fiskobirlik 10 bin ton fındığı üstelik parasıyla alırken seslerini yükseltmeleri oldukça manidardır. Fındık değer kaybettikçe kazandıklarını düşünenler aslında en büyük yanılgının içerisindedir. Fındık değer kaybettikçe bahçesinden uzaklaşan ve fındığı toplamayacak duruma getirilen üretici kitlesi büyüdükçe ve fındık tarımı yok oldukça hangi gelecekten bahsedebilirler.

O yüzden Fiskobirlik’le uğraşacağınıza fındıkla ilgili doğru politikalar üretecek fikirler ortaya atın. Fiskobirlik’i itibarsızlaştırmak ne size ne de bu ülkeye bir fayda sağlamaz. Aksine zarar verir. O küçümsediğiniz ve iteklediğiniz Fiskobirlik’te bugün 500’e yakın personel çalışmakta ve istihdam ve ekonomi sağlamaktadır. Bunu 1000 yapmak 1500 yapmak için destek olmak varken sırf demogoji olsun diye konuşmak kimseye fayda sağlamaz…