Son yıllarda gerek üretim gerekse değer bakımından yerlerde
sürünen fındık, sezon öncesi Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın
açıkladığı taban fiyat ve TMO’nun destekleme alımlarıyla hak ettiği değeri
buldu.
Başlangıçta oluşan fiyatın geçici olacağı ve tutmayacağı
düşünülürken ve serbest piyasanın tüm manevraları da bu yöndeyken, beklenenin
tersine fındık değerini yükseltti. Sezonun başından itibaren açıklanan taban
fiyata yakın oluşan piyasa bugünlerde ise artış göstermekte ve beklentileri
karşılamaktadır. Fındıkta doğru politikalar uygulandığında her şeyin iyiye doğru
gidebildiğini görmüş olduk.
Bilindiği gibi dünya fındık üretiminin yüzde 70-80’inin
ülkemizde yapıldığını biliyorduk. Son yapılan değerlendirmelerde de bunun böyle
olduğu tescillendi. Son açıklamalara göre dünya fındık üretiminin yüzde 69-70’i
hala Türkiye’de yapılmaktadır ve Türkiye fındıkta liderliğini korumaktadır.
Ancak bu liderliği korumak gerek ve bu yıl oluşan fiyat
istikrarını gelecek yıllarda da sürdürmek gereklidir. İstikrarlı bir fındık
ekonomisi, bu yıla kadar bahçesine/ürününe küsen ve uzaktan bakan üreticiyi
yeniden bahçeye sokacak ve üretim kalitesini artıracaktır. Eğer bu da
sağlanırsa oluşan yeni pazarlara paralel olarak oluşacak ihtiyacı karşılayacak
üretim artışıyla dengeli bir şekilde sürerek önümüzdeki yıllarda hem yüzleri
güldürecek hem de fındık üretim ve ekonomisinin genişlemesine vesile olacaktır.
Yıllardır yazıyor, anlatıyor, dillendiriyoruz. Fındıkta
doğru politikalar ve desteklemeler fındık ekonomisini canlandırır diye. İşte bu
yıl bunu gördük ve yaşadık. Bu istikrar ve doğru yaklaşımlar devam etmeli ve
fındık üreticisi sadece serbest piyasanın ve bu piyasada oluşan tekellerin
insiyatifine bırakılmamalı. Özel sektörün gelmesi gelişmesi ve piyasada
tutunması önemli ve güzel gelişme ancak bu tek bir unsura düşürülmemeli.
Fiskobirlik başta olmak üzere, bazı ilçelerde oluşturulan üretici birliklerinin
yapmaya çalıştıkları/yaptıkları çalışmalar bile artık fark oluşturmaya başladı.
Yeni oluşumlar hareketi, rekabeti ve kaliteyi getirecektir.
Getirmektedir de. Örneğin; daha önce yazmıştım! Şu anda en
fazla eleştirdiğimiz ve tekelcilikle itham ettiğimiz Nutella sayesinde
çikolatalı fındık kremalarının içine fındık konulmaya başladı. Nutella”dan önce
yüzde 3-5 oranında fındık katkısıyla üretilen çikolatalı fındık kremalarındaki
fındık oranı şimdi en az yüzde 13 ve üzerinde kullanılmaktadır. Bu iyi bir
gelişmedir. Fındıkla ilgili mamul ürünler çoğaldıkça piyasası da genişleyecek
ve ekonomisi büyüyecektir. Ülke ve bölge olarak buna ihtiyacımız var. Ülkenin
en fazla ihraç yaptığı tarım ürünü olan fındık baş tacıdır ve öyle olmaya devam
etmelidir. Bu yıl oluşan bu değer artışının gelecek yıllarda daha fazla olması
için şimdiden planlamalar yapılmalı ve uygulamaya alınmalıdır. Küsen üretici
bahçeye dönmeli ve orada kalması sağlanmalıdır. Fındık büyük bir ekonomidir.
Bunu gördük ve bu ekonomiden başta üretici olmak üzere herkes payına düşeni
hakkıyla alabilmelidir.