Kış mevsiminin de gelmesiyle artan bir ivmeyle tüm dünyada etkisini artıran koronavirüs salgını ülkemizde de alınan tedbirlere rağmen zirve yapmış, günlük vaka sayıları 30 binlere dayanmıştır. Açıklanan yeni kısıtlamalar ise en fazla küçük esnafı vurmuş ve zora sokmuştur. Eğer gidişatta dönüş olmazsa durum küçük esnaf açısından daha da kötüye gidebilir.

Kötü gidişata dur demenin ve korunmanın tek çaresi ise temizlik ve izole olmak. Yani diğer insanlarla mümkün olduğunca temasta bulunmamak, evden çıkmamak. Önceki kısıtlamalarda kısmen başarılı olan yöntemler tekrar gündeme gelirken, bu kısıtlamaların ekonomik olarak daha büyük sıkıntıları getirmesi ise kaçınılmaz gibi görünüyor.

Küresel ölçekteki bu salgının, sağlıktan sonra sebep olduğu en büyük krizin ekonomik alanda olması ise kaçınılmazdı. İşte başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya korunma tedbirlerinden sonra, ilk sırada ekonomik tedbirleri gündemine alıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi (Küresel salgın) ilan etmesi durumun vahametini bir kez daha ortaya koyuyor. En azından önümüzdeki birkaç ay tüm dünyada devam edecek olan bu izolasyon/karantina durumu üretim başta olmak üzere tüm ekonomiyi etkiledi. Devletlerin ciddi anlamda açıkladıkları ekonomik tedbir paketleri, salgın bittiğinde insanlığın en az zararla hayatlarına devam edebilmeleri için alınmış önemli ve doğru kararlardı. Ancak ülkemizde bu ekonomik krizden en çok etkilenen kesim ise şüphesiz küçük esnaf olmuştur.

Hayatlarını daha çok günlük kazanımlarıyla idame eden küçük esnafın büyük bir kısmı alınan önlemler nedeniyle kepenk kapatmak zorunda kaldı. Çay ocakları da dahil, kahvehaneler, kafeler, berberler, kuaförler, lokanta ve restoranlar gibi yerel ekonominin en yaygın dinamiklerinden olan esnaf süreci nasıl atlatacak? Kiralar başta olmak üzere, günlük kazançlarını sağlayamayan bu insanlar ne kadar dayanabilecek kestirmek güç. Açıklanan ekonomik önlem paketlerinde bu kesim biraz ihmal edilmiş gibi. Vergisel anlamda ertelemelerin hiçbir anlam ifade etmediği küçük esnaf, açıklanan kredi desteklerinden de mevcut durumda neredeyse hiç faydalanamıyor. Esnafın yanında buralarda çalışan çırak, kalfa, usta gibi personellerde en fazla mağdur olanlar arasında. Toplumun önemli bir kesimini oluşturan küçük esnafı salgın sonrasına taşıyacak önlemler yok denebilecek seviyede ve şimdi tüm bu sıkıntılar yeniden gündemde.

Elbette yaşanan salgın çok ciddi ve ölümcül sonuçları olan bir durum. Ancak bu durum geçtikten sonra insanların hayatlarını sürdürebilmeleri, ekonomik durumlarına da bağlı. İnşallah bu süreç atlatıldığında esnaf yeniden ayağa kalkacak ve günlük işlerine geri dönecektir. Ama sürecin verdiği zararı ve darbeyi uzun süre üzerinden atamayacaktır. O yüzden alınan ve açıklanan önlem paketlerinde küçük esnafın durumu tekrar değerlendirilmeli ve desteklenmelidir. İnsanlık olarak tarihin en ağır ve zorlu sürecinden geçiyoruz. İnşallah en kısa sürede sona erer ve hayat normale döner. Küçük esnaf dahil her kesimin en az zararla süreci atlatması ise en büyük temennimizdir. Allah hepimize sağlıklı ve güzel günleri tekrar yaşamayı nasip etsin.