Bundan tam dört yıl önce
Ankara’da yüreklerimiz durdu. Arhavi’den, Trabzon’a, Malatya’ya, İstanbul’a
ülkemizin dört bir yanında acı ve ağıtlar yükseldi. 10 Ekim 2015 tarihinde saat
10:03 'da havalar karardı, yürekler daralarak, göklere
yükseldi çığlığımız Ankara Gar'ında. DİSK-KESK-TMMOB-TTB çağrısıyla düzenlenen
Emek-Barış ve Demokrasi mitingine yapılan saldırı sonucu 103 canımız yaşamdan
koparıldı.
Acı yüklüdür yürek. O
gün sabah erkenden TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yöneticisi, barış
savunucusu, emeğin en anlamlı değer olarak demokrasi savunucusu olarak umut için
Ankara Garı'nın önüne doğru evden çıktık. Nereden bilebilirdik eli kanlı
katiller bizi yasa boğacak. Sabah saatlerinde tüm ülkeden akanlar arasında
birbirini tanıyanlar kucaklaşıyor hasret gideriyordu. Coşkuyla kucaklıyordu
dostunu yarini evladını annesini. Nereden bilirdik barış savunucularını kanlı
çeteler yasa boğacak.
Saatler
10.03'ü gösterirken katiller çekti pimin telini ve o an kanlı gözyaşlarımız
akmaya başladı. Hepimiz neye uğradığımızı şaşırarak bir anlık şoklar yaşadık.
Ardından yitirdiğimiz canlarımızı tek tek aramaya ve yüreklerimize taş basarak toprağa
düşenlerimiz ile 503 yaralımıza sahip çıkmaya başladık. Gün uzundu gece de. Aldıkça
acı haberleri sarılıp ağlıyor ve yaralı olan yol arkadaşlarımıza sahip çıkmaya
çalışıyorduk.
Bölgemizden de üç can
yoldaş vardı. Önce şahsen de Pazar'dan tanıdığım Osman Turan Bozacı dostumun nefesinin
durduğunu öğrendim, sonra Trabzon'dan Gökmen Dalmaç. Ama en acısı hiç
karşılaşmadığım daha 19 yaşında olan Arhavi'den Elif Kanlıoğlu kardeşimi duyunca
dizlerimin bağı çözülmüştü artık. Yıkılmıştık ama yarına dair olan sözümüze
dair yitenlere karşı sorumluluklarımız vardı. Alıp götürmeliydik toprakları
Karadeniz'e.
İşte bu acı yüklü yaşamı
dört yıldır yüreğimiz sızlayarak sürdürüyoruz. Ta ki gerçekten suçluların ve
arkasında olanların ortaya çıkarılmasına kadar. Şimdi bu üç dostuma sözümüz
olsun siz nefes almasanız bile yanımızda yoldaşımız olarak yürüyorsunuz. Sevgili
abim Osman, Dostum Gökmen ve Kardeşim Elif siz Cihan'ın yolunda emek barış ve
demokrasi için ayrıldınız aramızdan.
İnsanoğlu doğar yaşar ve
yaşamı son bulur. Ama yaşadığı süre içerisinde demokrasi, emek, barış kardeşlik
ve özgürlükler için mücadele edenler daima yaşar. Aradan geçen dört yıl
olmasına rağmen sizi toprakla uğurlarken Karadeniz sokaklarında yaşadığımız acı
duyguları bu gün de yaşamaktayım.
Emek barış demokrasi
için hiçbir yurttaşımızın hayatından vazgeçmek zorunda olmayacağı aydınlık
yarınlarımızı inşa etmek için sorumluyuz hepimiz. Karadeniz'in yeşilinin tüm
tonlarından hırçın dalgalarına, azgın ve gür akan derelerinden heybetli
dağlarına kadar temelinde insan olan aydınlık yarınlarımız içindir acılarımız.
Dün bu güne döndü bu
günün adı ELİF oldu, TURAN oldu, GÖKMEN oldu ....................
Yarın doğayla barışık
kardeşçe eşit yaşadığımız aydınlık bir ülke olsun.
Yarın EMEK BARIŞ VE
DEMOKRASİ olsun.