SON DAKİKA
SON DAKİKA


İki Terminal İki İnsan
25.05.2018

“İlaçlar keçi için!” Bu sözü seneler önce ilk kez duyduğumda, hayatımın sonrasını bu kadar derinden etkileyeceğini asla düşünmemiştim. Aslında, 2004 yapımı Terminal filmini daha o dönemlerde izlerken, ona bu kadar anlam yükleyebileceğimi de hiç düşünmemiştim. Oysa ülkesindeki karışıklık nedeniyle pasaportu aniden geçersiz olan birinin, dilini bile bilmediği bir ülkede, dışarı çıkmasının, ülkesine dönmesinin, kısaca orada durması haricinde her şeyin yasak olduğu bir terminal binasında kurduğu dünya aslında ne kadar öğreticiydi... Babasına aldığı ilaçlara insan sağlığına ilişkin mevzuata aykırı olduğu için el konulan birine tercümanlık yapması istendiğinde, hiç tanımadığı bu kişi için kuralı delme amacıyla söylediği “İlaçlar keçi için!” yalanı ise iyilik denen şeyin gerçekten karşılıksız yapıldığında ne kadar anlamlı olduğunu hatırlatan önemli bir detaydı. Yaklaşık dokuz ay boyunca kaldığı terminal binasında, kendisine kuşkuyla bakan herkesin saygısını ve sevgisini kazanan ve bunu yapmak için kendisi olmak dışında hiçbir özel gayret göstermeyen biri aslında bize de yaşadığımız hayatın boyutları ve şartları farklı olsa da, neticede bir terminal binasından çok da farklı olmadığını göstererek kendimiz olmayı öğütlüyordu.

Bana bu filmi hatırlatan şey ise, geçen ay Türkiye’ye gelen Kübalı bir arkadaşımın arkadaşına, ona götürmesi için verdiğim bir termos sırt çantası ile başladı. Diyabeti olan arkadaşım havaların çok sıcak olması ve sürekli su kaybetmesi nedeniyle bu termos sırt çantalarından istemiş, orada bulması imkansız olduğu için de benden rica etmişti. Hediyemi ona teslim ederken onun da diyabeti olduğunu öğrenmiş ve kötü olmuş, koştura koştura bir tane de ona alarak son anda kendisine yetiştirebilmiştim. Birkaç gün sonra arkadaşımdan teşekkür mesajı aldım. Termos çantanın hayatını çok kolaylaştırdığını söyleyerek beni mutlu etmişti. “İkiniz de güzel günlerde kullanın” diye bir cevap yazdığımda ise; termosu ona götüren arkadaşının terminal binasında karşılaştığı ve kısa süre sohbet ettiği bir anne ile diyabeti olan çocuğuna kendi termosunu hediye ettiğini öğrendim. Ve bu kez kendimi ilkinde olduğundan çok daha kötü hissettim. Bir taraftan yeni bir termos sırt çantası elbette Küba’ya doğru yola çıktı ve bunun verdiği bir huzur vardı. Ama öteki tarafta da, kendisinin çok ihtiyaç duyduğu ve henüz kavuştuğu önemli bir şeyi, bir terminal binasında tanıdığı aynı dertten muzdarip bir çocuğa gözünü kırpmadan hediye edebilen bir koca yüreklilik ve bunun asaleti karşısında bir ezilmişlik duygusu... Dünyayı daha iyi bir gezegen yapmak için işe koyulmamız gereken yer bazen içimizdeki terminal oluyor, bazen de bir yere gitmek için bulunduğumuz. Hem içimizdeki hem de dışımızdaki seyahatlerde insan olma onuru ve gururunu bolca yaşayacağımız güzel yolculuklarımız olsun!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap