SON DAKİKA
SON DAKİKA


Yerel seçimlere giderken
19.12.2018

Evet, 31 Mart’ta yerel seçimler yapılacak. Belediye başkanları encümen üyeleri ve muhtarlar seçilecek. Her parti, kendi emir ve buyrukları ile önümüze adaylar sunacaklar ve sunuyorlar. Bize de gidin seçtiğimiz ve önünüze koyduğumuz adaya oy verin diyorlar. Bunun adına da demokrasi adını veriyoruz. Ben inanmıyorum, ya sizler inanıyor musunuz bunu adının demokrasi olduğuna?

Siyaset bir meslek değildir. Siyasetçi, zengin olmak için değil, vatana, millete hizmet için yola çıkar ve görevini bitirir eski işine döner. Çünkü siyasetçinin kendi geleceği için bir yatırımı olamaz olmamalıdır. Dünyanın birçok ülkesinde siyasetçinin gelecek beklentisi yoktur. Ama bizdeki siyasetçiler öyle mi? Bir kez milletvekili seçilir, iki sene milletvekilliği yapar ve ayda 30 sene hizmet etmiş ve birinci dereceden emekli olmuş bir bireyin aldığı maaşın beş katı daha fazla maaş alır. Böyle bir yaklaşımın, böyle bir adaletin kime hizmet ettiği belli.

Genellikle geri kalmış ülkelerin vekilleri ve yöneticileri kendilerine ayrıcalık tanırlar. ABD Başkanı, özel harcamalarını yani yemesini içmesini hatta özel konuklarının masraflarını cebinden öder. Ama bizdekilerin bırak kendilerinin harcamalarını ,hanımlarının bile özel ve ayrıcalıklı yaşamları vardır.

Angela Markel görevi bırakırken şöyle diyor:

Esas olan görevi zirvede gönüllü olarak bırakmaktır. Görevi haysiyetimle devraldım, haysiyetimle devrediyorum. Bu zaman zarfında Almanya’ya hizmet etmekten şeref duydum.”

Markel, bu kadar donanımlı, dürüst bir insan. Ailesi ile ilgili olumsuz kelime duymadığımız bir lider. Market kasasında evine aldığı gereksinimlerin parasını ödemek için sıra bekleyen bir kişilik. Hiçbir Alman modacısına destekleyici olmayan, yurtdışı gezilerine tarifeli uçaklarla giden, Alman halkının kendisine hükümet etme yetkisi verdiği için teşekkür eden devlet bireyi.

Gelecek seçimlerde aday olmayacağını, Almanya’nın genç insanlar tarafından yönetilmeyi hak ettiğini söyleyen ve “Ben Başbakan doğmadım” diyerek veda eden örnek insan.

Ya bizdeki siyasetçiler? Defalarca hezimete uğramalarına karşın koltuklarını bırakmamakta ısrarcı olmaktadırlar. Bunun yanında iktidarda olanlar da koltuğunu garanti edebilmek için ya kanunlarla kendilerini garanti altına almaktalar veya kendi parti tüzükleriyle bu işi başarmaktadırlar.

Çok bilinen bir yaklaşımı tekrar etmek istemem ama biliyorsunuz 1924 bütçesi hazırlanırken Milletvekillerinin maaşını Atatürk’e sormuşlar. O’nun verdiği yanıt ise:

“Öğretmen maaşlarından fazla olmasın” olmuş.

Bırakın birinci derecede memuru,  Milletvekillerine, Büyükşehir Başkanlarına müsteşar düzeyinde maaş verelim aday bulmakta zorluk çekeriz diye düşünüyorum.

Doğal olarak, alınan yüksek maaş, insanların iştahını kabartmakta ve toplumda gerginlik yaratmaktadır. Bunun yanında işine ehil insanlar, aday olamamaktadırlar. Seçilmişlere ve ailesine sağlanan yan olanaklar da düşünülürse neden o arpalığı bıraksınlar ki?

Yerel seçimlere giderken bırakalım parti ayrımını da gerçekten bizlere en iyi hizmeti kim üretir, onun peşinde koşalım. Kendi cüzdanını, yandaşlarının ceplerini doldurmak isteyenlerden uzak durmak bence vatanseverliktir.

Bilmem siz ne düşünüyorsunuz?       

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap