SON DAKİKA
SON DAKİKA


Tarıma dönüş
25.04.2020

Evet,Korona  gibi bazı olumsuzluklar, toplumları bazı  değişiklere , arayışlara götürür. Bizim de aklımız başımıza geldi gibi. Köylerdeki araziler, çiftlikler tarıma yeniden açılıyor. Bu, toplumumuz için büyük gelişmedir.

Biz, tarım ülkesiydik. Ama sanayimizi geliştirmeden, üreteceğimiz sanayi ürünlerine Pazar bulmadan, insanlarımızı köylerinden, arazilerinden kopararak şehirlere doldurduk. Şehirlerimizde kocaman varoş yerleşim alanları oluşturduk.”Köyden indim şehre, şaşırdım birden bire,” öz sözümüzde olduğu gibi şehirlere göç ettirdiğimiz insanlarımız, ne şehirli olabildi ne de köylü kalabildiler.

         Hazırcı bir gençlik yarattık. Daha doğrusu sistem bizden öyle bir toplum öyle bir gençlik istedi. Biz de hemen verilen emre uyduk. Ama şimdi ne oldu? Toplumu başkasına avuç açar duruma getirdik. Bilirsiniz bu konu ile ilgili güzel özlü sözümüz vardır,”Elden gelen övün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.” diye. Ülkeler, bu hastalık nedeniyle kendi derdine düştü. Kendi insanın karnını doyurma, doğal gereksinimlerini karşılama yollarını arar oldu.

         Ülkemizin yedi bölgesi, ayrı özelliklere sahiptir. Topraklarımız işlendiği zaman bizim insanımıza yeteceği gibi diğer ülkelere satar duruma geliriz. Bir Çarşamba, Iğdır Ovaları, bu ülkenin sebze gereksinimini karşılayacak koşullardadır. Bir Konya, Çukurova bu ülkenin tahılını bakliyatını rahat karşılayacak özelliktedir. Ama köylü, ürettiğini satamaz, ürettiğinden geçimini sağlayacak para elde edemezse elbette ki devletine darılır ve üretmez.

         Bizim nesil, ot kokusu ile toprak kokusu ile sap-saman kokusu ile büyüdük. Biz, akşam karanlığına doğru çobanın yönetiminde yüzlerce koyunun, ineğin köye gelişini gördük ve mutlu olduk.

         Ya şimdi? Meralar, çayırlar, tarlalar ve ahırlar bomboş. Şair diyor ya “Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı” diye. İnsanlar çekip gitmişler köylerimizden.Köylerimizi bir ıssızlık, bir gariplik kaplamış. O verimli tarlalar çayır olmuş. Armutlar elmalar yerlere dökülüp çürüyor. Ama şehre göç eden o insanlarımız, evlerine bir kilo elma, armut alıp götüremiyor.

          “Ülkeler için günümüzdeki önemli kaynaklardan birisi tarımdır. Ancak bu konuda da küresel güçlerin uyguladığı tarım politikaları sebebiyle az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin besin kaynaklarından çok az pay aldıklarını görmekteyiz. Hatta bazı ülkeler açlık sınırına kadar yaklaşmışlardır. Hiç şüphesiz ki tarım bir milletin besin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için en stratejik sektördür.”  Ama insanlarımız, özellikle yönetim kadrolarımız, titizlikle hazırlanan bu  görüşe  yazık ki kayıtsız kaldılar.

          Bundan elli yıl önce tarım, öküz ve insan gücüyle yapılırdı. Bugünün insanları, gelişen teknoloji ve makine gücüyle işlevini daha verimli ve daha çabuk yapmaktadır. Ama gelişmekte olan ülkelerde tüm teknolojik olanaklara karşın tarımda artış olmamıştır. Elbette ki bu oluşumda gelişmiş ülkelerin etkisi azımsanmayacak kadar fazladır.

         Dünyaya baktığımızda tarım açısından sıkıntı çeken ülkelerin topraklarının tarıma uygun olduğu görülmektedir.       Karadeniz Bölgesi’nde fındığı, çayı, İç Anadolu’da buğdayı, baklagilleri, Ege’de zeytini, inciri, Akdeniz ‘de narinciye ürünlerini, Doğu Anadolu’da hayvancılığın geliştirilmesini sağlayamazsak ve köylüyü çiftçiyi aracıya tefeciye teslim edersek biz çok daha soğan patates kuyruğunda sıramızı alır, saman ithal etmeye devam ederiz.

         Seviniyorum. Çünkü tarım politikamız değişiyor, her karış toprağımız, verimli hale getiriliyor. Bir de çiftçimize, köylümüze alım garantisi verebilsek ve o insanların ürününü ederinden alabilsek sorun çözülmüş olacak.

          Merak ediyorum, siz ne diyorsunuz?  

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap