SON DAKİKA
SON DAKİKA


Okullarımız açıldı
14.09.2019
Eminim ki öğrencilerin, velilerin ve öğretmenlerin heyecan duydukları gündür okulların derse başladığı gün. Bizler öyle değil miydik? İlkokuldan üniversite bitinceye kadar aynı heyecanı yaşamadık mı? Sonra çocuklarımızın heyecanı oluştu bizde. Hangi sınıfa düşecek, öğretmeni veya öğretmenleri kimler  olacak  diye tatlı bir heyecanı tatmadık mı? 
Bizim zamanımızda dershaneler yoktu. Tüm bilgileri okuldaki öğretmenlerimizden alırdık. Başarı durumumuza göre bir sonraki okullara giderdik. Ama şimdi? Türkiye’de sıralama sınavı, eğitimin en büyük sorunu oldu. Bu yaklaşım okulların değerini düşürdü. Çocuğunun sıralamada iyi bir yere girmesi için anneler kurs parası olarak kolundaki bileziği satmak zorunda kalıyor. Bu yapılanma biçimi, eğitim sisteminden çıkarılması gerekir. Şu andaki sisteme göre liselerin tek özelliği öğrencilerine üniversiteye girme belgesini vermektir. Geri kalan bilgiyi ya özel kurslar veya özel dersler tamamlamaktadır.

Resmi veya özel okullarımızın yüzyılımızın değerli bireyini yetiştirmesi için o okullarda nitelikli yöneticilere ve öğretmenlere gereksinim vardır. Amcalar, dayılar, partililer aracılığı gölgesinden eğitimi kurtarmak gerekir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın temel işlevi yüzyılları aşacak projelerle yola çıkmak, bunun için de nitelikli kişilerle çalışmak olmalıdır. Ama bugün öyle mi? Her gelen bakan kendi adını, kendi izini bırakacak projeler üretiyor. Onun için bakanlık, projeler çöplüğüne döndü. Oluşturulan projeler hayata geçirilinceye kadar bakan değişiyor.

 Bakanlık, öğretmen ve idarecisini mesleki eğitimden geçirerek ve dershaneleri, etüt merkezlerini ortadan kaldıracak kararları ivedilikle almalı ve  okullara ağırlık vermelidir. Düşünün bu yıl 1,5 milyon öğrencimizin liseye geçiş sınavını kazanamayacağı bilinmesine karşın onları sınavlara soktuk ve gençliğe adım atmış bu bireylerin kimlikleriyle duyguları ile oynadık. Hâlbuki başarı puanlarına göre okullara yerleştirme de yapılabilirdi.
Fen liselerinde okuyan öğrencilerin yüzde 54’ü üniversite sınavlarında başarılı oluyor.  Bizler bu sistemle akademik başarılı olan bu öğrencileri sınavla seçiyor ve bir binanın içine koyuyoruz ve okulu başarılı görüyoruz. Bu yanlış gidişe dur demenin zamanı geldi gibi. Çünkü başarılı olan okul değil öğrencidir.

Sözde dershaneler kapatıldı. Ama başka adlarla birçok dershane işlevine devam ediyor. Ne yazık ki şimdi de okullar dershaneleşiyor. Bakanlığın temel görevi okulları okulların amaçları doğrultusunda eğitim-öğretime yönlendirmektir. Bilginin yanında vatanını, ulusunu, bayrağını seven, kendi inançlarına ve geleneklerine saygı duyan nesiller yetiştirmek okulların temel görevidir. Öğrencinin kaderini değiştirecek okullarımızdır. Çünkü bu öğrenciler, ülkesinin kaderinde rol oynayacak kişiler olacaktır.
Emekli bir eğitimci olarak yıllar önceki hazzı, heyecanı duyarak bu yazımı yazıyorum. Ben de öğrenciler gibi, öğretmenlerim gibi aynı duyguyu onlarla paylaşmak için yazıyorum.
Eğitim-öğretim yılımız ulusumuza, ülkemize hayırlı olsun.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap