Ben
ekonomist değilim, öyle ekonomik terimlerden de fazla anlamam. Ama görülen bir
köy var karşımızda. O da alım gücümüzün günden güne yok olması. Ülkemizdeki
gerçek enflasyonla bize verilen Temmuz zammı arasında aşılmayacak kadar büyük
uçurum var. Çünkü ben emekli bir tüketiciyim. Geçen yılki alım gücümle bu yıl
yılkı alım gücümü kıyasladığım zaman, fakirleştiğimi görüyorum. Benim durumum
kötü de benim düzeyimde veya daha az gelirli olanlar farklı mı? Elbette ki
onlar da aynı dertten şikâyetçidirler.
Önce şaka sandım Sayın Maliye
Bakanı’nın “Maaşınızı dolarla mı
alıyorsunuz?” sözünü. Sonra
yadırgadım. Çünkü dolar bizim yakın
dostumuz. Onunla yatıyor onunla kalkıyoruz. Elbette ki bizler maaşlarımızı TL
ile alıyoruz. Ama o kâğıt parçasının değeri dolar karşısında artıyor veya
azalıyor. Öyle ise devletten maaş alan her bireyin, dostumuz olan dolarla
dolaylı da olsa ilgisi var. Çünkü yediğimiz, içtiğimiz, kullandığımız her şey
dolara bağlı değil midir?
Elektrik, doğalgaz, mazot,
gübre, tohum, süt, yemek… Hepsi dolara bağlıdır. Kısaca hayatımızın her anı
dolar.
Siyasi yaşamımız renkleniyor
galiba. Eski dostlar, aynı yolda beraber yürüyenler koptular birbirlerinden. O
zaman yere göğe sığdıramadıkları yol ve dava arkadaşlarına şimdi yüklenip
duruyorlar. Bir bireyi tepeden başbakan yapıyor ve parti genel başkanı
yaptırıyor ve bir zaman sonra çıkar çatışması mı yoksa fikir ve düşünce
ayrılığımı diyelim bir de duyuyoruz ki yere göğe sığdıramadığı o insan görevden
alınıyor. Başka birisi o göreve atanıyor. O birey de yeni parti kurunca at
kaçıyor, torba düşüyor. Bu kez devlet
sırları gazetelerde yerini alıyor.
İYİ Parti’ye demediklerini
bırakmadılar, kurulduğundan beri. Şimdi de “Yuvana Dön,” çağrıları yapılıyor.
Hangi dağda kurt öldü? Bu telaş, bu yaklaşım neden icap etti?
Görüyoruz ki İYİ Parti belli
ilkeler üstüne kurulmuş. Yoluna şaşmadan ödün vermeden devam ediyor. Ülkemizin
düzlüğe çıkması için korkmadan, yılmadan yolunda gidiyor.
Sayın Akşener,”Partili
Cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhur İttifakı’nın içinde yer almamız mümkün
değildir. Çünkü bu ucube sistemin Türkiye’ye getirdiği fatura korkunçtur.
Kafama silah dayasalar Cumhur İttifakı’nda olmam.” İşte ilkeli insan ve ilkeler
üzerine kurulmuş parti budur.
Sayın İnce, renkli kişilikli bir
siyasetçidir. Her zaman bir partinin içinde ve aktif görevde olması da gereken
bir kişiliktir de. Ama o da parti kurmak için yola çıkmış. Güzel de iktidar
olabilecek mi? Olabilir yaklaşımında bulunan insanlara kargalar bile güler. Her
nedense işin kolayını seçti galiba. Kendi partisinde mücadele edemedi. Partinin
yanlışlarını kendi partisinde kalarak dile getirmedi. Doğruları, takdir etmedi.
Kalktı çıkmaz sokağa doğru yürümeye başladı.
Büyük partilerden kopup iktidar
olan parti AKP olmuştur. Onun da nasıl ve kimler tarafından kurdurulduğu
yıllarca gazetelerde ve yetkili ağızlarca dile getirildi. Onun için bence Sayın
İnce, yanlış yoldan dönmeli ve CHP de o birikimli siyasetçiye sahip çıkmalıdır.
Ne
dersiniz?