SON DAKİKA
SON DAKİKA


Eğitimde Zorlu Günler
24.09.2020

Koronavirüs nedeniyle eğitim hayatımıza yeni kavramlar girdi. Uzaktan, EBA, yüz yüze eğitim diye. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler bu eğitim sistemine alışmaya çalışıyorlar. Türkiye koşulları, eğitimin zor koşullarda yapılacağını bize bildiriyor. Yaklaşık 1.5 milyon öğrencinin cihaza, bir milyon öğrencinin de internete erişiminin olmadığı açıklanan Türkiye’de okula dönüş, zorlu bir süreci işaret ediyor.

Yapılan anketlerden anlıyoruz ki öğrencilerin yüzde 54’ü EBA’ ya erişememiştir. Yüzde 49’u ise cihaz veya internet sorunu ile karşı karşıya kalmıştır.

Bilgisayar ve internet bağlanacak cihazı olmayan öğrencilerimiz azımsanmayacak kadardır. Evinde çalışma koşulları uygun olmayan aileler düşünülürse eğim sistemimizde fırsat eşitliğinden söz edemeyiz.

Anne, babaların çocuk yapması için seferberlik ilan eden yetkililer, okul çağına gelen bu çocuklara fırsat eşitliği yaratmak, sanıyorum ki  görevleridir. Aksi halde saldım çayıra Mevla kayıra olur ki bu gelecek nesil için çıkmaz sokaktır.

Okul çağındaki çocukların yüzde 5’inin evinde televizyon yok. Bu yaklaşım, eğitimdeki eşitsizliği daha da derinleştirecektir. Acil bir eylem planı hazırlamadan, somut adımları atmadan okulları açmak bence gösterişten başka bir şey değildir.

Belirli sınıflar, yüz yüze eğitim görecekler. İlkokul birinci sınıf öğrencisi salgından kendini nasıl koruyacaktır? Sınıflarda oturma düzenini sağladık. Sınıfa girerken arınık ettik bunlar önemli önlemlerdir. Bu çocuk teneffüste nasıl korunacak. Tuvalette nasıl önlem alınacak? Okullarımız fiziki yönden buna uygun olmadığına göre sonuç da bu çocuklar birer taşıyıcı olacaklardır.

Mart 2020 tarihine göre, bugünkü durum daha korkutucu oldu. Mart 2020’de okulları kapattık ama şimdi açıyoruz. Salgın daha çok arttığına göre bu açılışın izahı nasıl olacak?

Korkarım ki Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olacağız. Yaz boyu okullarda fiziki değişime gidilmedi. Sınıflar, koridorlar, okul bahçeleri günün koşullarına göre düzenlenmedi. Düzenleme olmadığına göre bu koşullarda okulları açmak hiç de doğru bir yaklaşım değildir.

Öğrencilerimizin okula gidiş ve dönüşleri kolay olmayacaktır. Okul araçları ile giden o minicik çocuklardan mesafe, maske uyumu nasıl sağlanacaktır?/

Elbette ki okulların açılması piyasada hareketlilik getirecektir. Kırtasiye dükkânları, okul kantinleri, okul giysisi satan mağazalar kısaca esnafın belki yüzü gülecektir. Olaya ticari açıdan bakarsak kazançlı çıkan elbette ki bir kesim olacaktır.

İçime sindiremediğim bir olay da ücretli öğretmen uygulamasıdır. Aynı işi gören iki meslektaş, hatta aynı dersi okutan öğretmenler, farklı maaş almaktadırlar. Ücretli öğretmen derse girdiği sürece ücret alırken kadrolu öğretmen maaşını her zaman alıyor. Bu eşitsizlik giderilmedikçe eğitimde saygınlık sağlanamaz. Okulların açılışı ücretli öğretmenleri ekonomik açıdan biraz rahatlatacaktır.

Salgın süresince özel okullar ayrı bir çıkmazdadır. Okula gidemeyen öğrenci için elbette ki ücret alınamayacaktır. Ülkemizde 13 binden fazla özel okulda çalışan öğretmen ve personel giderlerini, veliden ücret almadan karşılamak mümkün değildir.

Bence insan sağlığı ve yaşamı paradan önemlidir.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap