SON DAKİKA
SON DAKİKA


Eğitim-Öğretim yapılanması
10.07.2019

İlkokuldan üniversiteye kadar eğitim kurumları, ülkeye hizmet eden kuruluşlardır. Ne yazık ki ülkemizde eğitim-öğretim yaz-boz tahtasına döndü. Yalnız bu iktidar zamanında mı? Hayır, ben kendimi bildim bileli eğitimin başında olanlar eğitimde  kendi ideolojilerini egemen kılmak istemişlerdir. 

Ortaöğretimde olsun üniversitelerimizde olsun planlama yapılmadan açılan  okullar, özellikle üniversitelerde  zaman, boşuna harcanmıştır.  Öğretim kadrosu yetersiz, taşıma yöntemiyle  verilen derslerin yeterli olduğunu savunmak güçtür. Bu kuruluşlarımızda kimi derslerin boş geçmekte veya ilde, ilçede o alanda eğitim yapmış kişilere ders verdirilmektedir. Bu yaklaşımla yararlı sonuçlar beklemek giderek güçleşmektedir. Bu tür kurumlarda nicelik niteliğin önüne geçerse  yarardan çok ,zarar getirir.

Hele köylerdeki o güzelim okulları kapatıp öğrencileri merkeze taşımak telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurmaktadır. Bu yapılanmaya önem veren yöneticiler gerçekten eğitimin yararına inanmıyorlar. Çünkü köyde yaşayan  imamlar, insanlarımızı hurafelerden ve din tüccarlarından  korumakla görevlidirler. Öğretmenler ise köyün insanını tarımdan, ulaşımdan tutun da diğer kültür alanlarında  aydınlatmak sorumluluğunu taşırlar. Öğretmeni yalnız kara tahta başında öğrencilere ders veren kişi olarak düşünenler hem öğretmene hem de eğitime dar açıdan bakmış olurlar.

Gencimizi niteliksiz bir üniversitede  okutacağız ve bu gencimizi dört yıl boyunca  hem ekonomik bakımdan hem de zaman bakımından kayıplara  uğratacağız sonra da iş yok deyip sokağa atacağız ki böylece işsizler ordusunu çoğaltmış olacağız.

Okullarımız, çağdaş eğitimle donatılmalıdır. Bu kurumları miskinler tekkesi biçimine çevirirsek hem o kişilere hem de ülkemize zarar vermiş oluruz. Atatürk’le birlikte başlayan ve geliştirilen çağdaş eğitimin önüne her nedense geçilmek ve o tasarıyı yok etme çabasında olanlar vardır.  Cumhuriyete bağlılık geriye atılmaktadır. Bağımsızlık Savaşı önderlerini karalama yoluna gidilmektedir.  Bu yaklaşım tarihimizi inkâr olur.

Okullarımıza atanan bazı yöneticiler, üniversitelere atanan kimi rektörlerin birilerine yaranmak için geçmişimizi, özellikle cumhuriyetle gelen kazanımları nasıl yok saydıklarını, basından ve bulundukları kurumlardan öğreniyoruz. İktidara yaranma ve daha yüksek veya daha deneyimli üniversitelere atanmak için karalama yarışı içinde olanları basından okuyor, duyuyoruz da. 

Ülke sorunları, yaşamsal değerler, ulusal ilkeler konusunda okullarımız gereken titizliği gösteremiyor. Bize göre okullar, konuların tartışıldığı, birlikte doğruların bulunduğu kurumlardır. Böylece kişilikli gençlik yetiştiririz. Araştıran, sonuca giden nesil yaratmak birinci derecede okulların yanı öğretmenlerin ve öğretim üyelerin temel görevidir.

Öğretmenlerin mesleki eserlerin yanında roman, öykü, deneme gibi sanat ve fikir kitapları okumaları, dünya klasiklerine ilgi duymaları sonucunda ufukları genişlemiş olacaktır. Dünyaya ayak uydurmak için iyi matematik, Türkçe… öğretmeni olmak veya alanında bilgili profesör olmak yeterli değildir.  Ulusu ile, sokak ile bütünleşemeyen birey hangi makamda ve kurumda olursa olsun yeterli sayılmamaktadır.

Eski bir eğitimci olarak, eğitim kurumlarımızdan daha güzeli, daha iyiyi bekliyoruz.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap