SON DAKİKA
SON DAKİKA


Eğitim-Öğretim başlıyor
17.09.2018

Evet, okullar açılıyor. Uzun bir tatilin arkasından okulların açılması doğal olarak velilerin iki ayağını bir pabuca soktu gibi. Çünkü krizi bahane eden satıcılar okul araç ve gereçlerini ederinin üstünde satmaktadırlar. Serbest ekonomi demek herkes denetimsiz olarak elindeki ürünü keyfi satmak demek değildir. Kırtasiyecide, giyim mağazalarında hal böyle de pazar ekonomisi denetimli mi? Milyonlarca kişi okulun kapısından içeri girecek.

Kimisi ilkokula, kimisi ortaokul ve liseye. Özellikle yeni başlayan çocuklarımızın ve gençlerimizin ortak özelliği yeni bir okul, yeni arkadaşlar ve yeni öğretmenler olacak. İster istemez bu insanlarda tedirginlik ve heyecan kaçınılmazdır. Haklı olarak birinci sınıfa ve anaokuluna başlayan öğrenciler bir hafta önceden okula alınıyor ve uyum sağlamaları için çaba gösteriliyor. Bu konuda da anne ve babalara da çok görev düşüyor. Çocuklarını yalnız bırakmamak gibi.

Umarım bu minicik yavruları, deneyimli öğretmenler okutur. Bu öğretmen arkadaşlar da birkaç hafta bu çocukları okullarına, kendilerine alıştırma eğitimi yaparlar. Aksi halde o küçücük çocukta öğretmen ve okul korkusu belirirse hem öğretmen hem öğrenci hem de veliler çıkmaz yola girerler. Sonradan telafisi mümkün olmayan olumsuzluklar o çocukları bekleyebilir. Ortaöğretimde kontenjanlar dolayısıyla okul değiştirmeler sanki zaman yokmuş gibi okulun açıldığı ilk haftalara sıkıştırılmasını bir türlü anlamış değilim. Bu yaklaşım öğrencilerin başarısızlığını hatta okulu bırakmasını hazırlayan neden oluyor. Bir öğretmen olarak hep savunmuşumdur. Eğitimin temelini öğretmen oluşturur.

Bir ülkenin huzurunda da temel taş yine öğretmendir diye. Öğretmenlerimiz ve okul yöneticilerimiz sınıflarına ve okullarına gelen çocuklarımıza ve gençlerimize kendi çocukları gibi bakmalıdırlar. Öğretmenlerimizin ve yöneticilerin, özgür, kişilikli olması ülke çıkarınadır. Yasalarla, yönetmeliklerle eğitim, kıskaç altına alınırsa, kişilikli ve doğruyu yanlışı tartışan nesiller yetiştirilemez. Onun için öğretmenlerin özlük haklarını geliştirmek devletin özellikle MEB’in temel görevi olmalıdır. Zorunlu eğitim yani 12 yıllık kesintisiz eğitimin takipçisi elbette okul yöneticileri, o yaşanılan yerin mülki amiri ve o öğrenciyi okutan öğretmenin görevidir. Gelişmiş ülkelerde okullar öğretime zamanında hazırlanır. O ülkelerde öğretmenler alan bilgilerini yenilerler. Kanun tüzük ve pedagojik bilgiler edinirler ve bunun ötesinde öğretmenler verilen seminerlerle motive edilirler ve ilk günden derse başlarlar. Bizde ise ilk hafta şöyle böyle geçer. İnsan yaşamında öğrencilik ayrı bir boyuttur.

İleri yaşlarda özlemle anılacak güzelliklerle doludur. Ama bizde sanki öğrencilerimize güzelliklerden çok eziyeti uygun buluyoruz. Yaz tatiline çıkan öğrenciye öğretmeni ödevler yüklemiştir. Şu kadar kitap okuyacaksın, şu kadar test çözeceksin... Eminim ki hiçbir öğrenci bu ödevlerden hoşlanmadığı gibi birçoğu da bu ödevleri yapmadan okuluna gider. Bu öğrencilerimiz ödevlerini yapamamış veya yapmamıştır ama yaz tatilini tedirgin yaşamıştır. Ülkemizin etrafında silah sesleri varken başarılı eğitim için çaba gösterecek öğretmenlerimize, öğrencilerimize başarılar diliyor, kolay gelsin diyorum.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap