SON DAKİKA
SON DAKİKA


Buğday Ekersen Buğday Biçersin
13.08.2020

Ben siyasetçi değilim. Hiçbir partide de kaydım yoktur. Ama siyaseti mümkün olduğu kadar izlerim. Kimi kez gülmek için, kimi kez de kızmak için biraz da siyasi yaklaşımla ülke, ulus sorunlarını öğrenmek için siyaset, gündemimde olur.

Ben siyasete ve siyasetçiye ciddi bakanlardanım galiba. Öyle ya biz onları (Muhtarı, belediye başkanını, meclis üyelerini ve cumhurbaşkanını) seçerken ülke sorunlarına eğilsinler ve çözüm üretsinler isteriz. Ama görüyoruz ki sayın milletvekillerimiz, ülke sorunlarından çok, partilileri, yakın akrabalarını güzel işlere yerleştirmekle meşguller.

Bakıyorsunuz bir parti lideri, kürsüden kendisinden olmayan başka parti liderine ağza alınmayacak küfürler sıralıyor. Adamın ne hırsızlığı, FETO’culuğu, ne hainliği kalıyor. Bunun yanında o liderin iki koyunu güdemeyecek beceriksiz olduğunu kürsüden avazı çıktığı kadar bağırıyor. Ama aynı adam, bu kez olumsuzlukla suçladığı lidere övgüler yağdırıyor. İşte o zaman diyorsun ki “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.”

 İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e demediğini bırakmayan bir lider, şimdi ise “Evine dön” çağrısı yapıyor. Hani bu parti dışarıdan talimatla kurulmuştu. Bu parti FETO’dan talimat alıyordu. Hatta Kürtlerle işbirliği yapmıştı. Şimdi ne oldu da olumlu çağrıda bulunma gereği duyuldu?

Benim yazılarımı okuyanlar bilirler ki ben siyasetin dili, küçültücü, ürkütücü ve bölücü olmamalıdır diyorum. Toplumu germemelidir, ayrıştırmamalıdır, diye ısrarcı oluyorum.

Ordu milletvekili bir birey, partisinden kovuldu. Nedeni bence dili belasından kovuldu. Elbette ki eden bulur. Ne ekersen onu biçersin. Önüne gelene yumruk atarsan, küfredersen ve hain dersen bir gün gelir seni de partine hainlikle suçlayarak ihraç ederler. Evet, sözünü esirgemeyen bir insan, yüreğinde kötülüğü yok. Yok da katırcının katırlarını ürkütürsen gözünün yaşına bakmadan kişiyi yolcu ederler.

Ülkemiz ve ulusumuz, ekonomik yönden sıkıntı içinde. Her geçen gün Türk parası, döviz karşısında değerini yitiriyor. İç piyasada, dışalımlarda gereğinden fazla zorluklar yaşanıyor. Benim alım gücüm geçen yıla göre çok gerilerde kaldı. Çalışanlar, emekliler, küçük esnaf gün geçtikçe fakirleşiyor.

Sayın Maliye Bakanı her ne kadar güzel tablolar çiziyorsa da görülen köy kılavuz istemez. Ülkemizde zenginler daha zengin oldu. Fakirler ve orta gelirliler ise gün geçtikçe alım güçlerini yitiriyor.

Türkiye  ekonomisi döviz darboğazına girdi. Dövizi olanlar köşeyi döndü. İşinilginci kredi çekip o parayı dövize ve altına yatıranlar vardır. Balon şişerken güzel de bu balon ya patlarsa o zaman borçlanarak döviz alanlar da bu ateşin içinde yanmayacak mı? Bu yaklaşım, para değerini düşürdüğü gibi ülkenin genelinde güvensizlik de oluşturmaktadır.

Ekonomi, ciddi iştir. Bilimsel verilere dayanır. İşin içine siyaseti sokarsak ve özerk kuruluş olan Merkez Bankasının işine karışırsak o zaman ekonomi siyasallaşır ki işte o zaman da toplumsal güvensizliğe gireriz ve toplumsal ürküntü yaratırız.

Bence siyaset ve siyasi yaklaşım yeniden biçimlendirilmeli. Siyaseti çıkar ilişkilerinde uzaklaştırmalı.İşte o zaman yüzde ikilere düşen Meclis’e güven, yine geçmiş yıllardaki düzeylere yükselir.

Yanılıyor muyum?                 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap