Türk milleti için çok anlamlı bir haftanın içerisindeyiz…
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 102 yıl önce Samsun'a
çıkarak, bağımsızlığımızın fitilini ateşlediği şanlı günün yıl dönümünde, 19
Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlamanın mutluluğunu
yaşadık.
Atatürk’ün ‘bütün ümidim’ dediği gençlere armağan ettiği ve
her yıl Türkiye'nin dört bir yanında törenlerle kutlanan 19 Mayıs Atatürk'ü
Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, ne yazık ki bu yıl da koronavirüs tedbirleri
kapsamında coşkuyla kutlanamasa da tüm evler adeta bayram yerine döndü.
19 Mayıs’ın önemini anlatmak için ne söylesek, hangi
kelimeleri kullansak şüphesiz az kalır...
Bu anlamlı günün Türk milleti için bir milat olduğunu,
Atatürk’ün doğum günü olarak 19 Mayıs'ı işaret etmesinden de anlayabiliriz.
Bilindiği üzere Atatürk, Cumhuriyet tarihi açısından önemli
bir eser olan Nutuk’a 19 Mayıs mücadelesi ile başlamış, geçmişi anlatıp aynı
zamanda gelecekte olabilecek tehlikelerin önceden sezilebilmesi için alınacak
dersleri kendi kaleminden gelecek nesillere aktarmıştır.
*
19 Mayıs’ın 102’nci yılında, kurtuluşa giden yolun duygu
yüklü öyküsünü hafızalarımıza kazımalıyız…
Ulu Önder, Nutuk’ta şöyle diyor: “1919 senesi Mayıs’ın 19.
günü Samsun’a çıktım. Vaziyet ve manzara-i umumiye: Osmanlı Devletinin dahil
bulunduğu grup, Harbi Umumi’de mağlup olmuş, Osmanlı ordusu her tarafta
zedelenmiş, şeraiti ağır, bir mütarekename imzalanmış...”
*
“... Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da
ulus egemenliğine dayanan, kayıtsız, koşulsuz, bağımsız yeni bir Türk Devleti
kurmak. İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu
topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya
başladığımız karar, bu olmuştur. Bu kararın dayandığı en
sağlam düşünüş ve mantık şu idi: Temel ilke, Türk ulusunun onurlu ve şerefli
bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ancak tam bağımsız olmakla sağlanabilir.”
*
“Yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek insanlık
niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka
bir şey değildir. Türk'ün onuru ve yetenekleri çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir
ulus, tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyidir. Öyleyse ya bağımsızlık ya
ölüm! İşte gerçek kurtuluşu isteyenlerin parolası bu olacaktı.”
*
“... Son sözlerimi özellikle memleketimizin gençliğine
yöneltmek istiyorum. Gençler! Cesaretimizi artıran ve sürdüren sizsiniz. Siz
almakta olduğunuz terbiye ve irfanla, insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin,
fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil!
Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yüceltecek yaşatacak olan sizsiniz.
Bu sonucu, Türk Gençliğine emanet ediyorum..."
*
Evet! Her bir cümle, her gün hatırlanılması gereken ders
gibi...
Tüm bu düşünceler ışığında söylenebilecek bir tek söz var:
Ne mutlu Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan yürüyenlere!