Sağlık Bakanı, 11 Mart tarihinde ekranlara çıkıp Türkiye’de
ilk koronavirüs vakasının görüldüğünü açıklamıştı…
3 gün sonra altı ayı geride bırakmış olacağız.
Durumun günden güne iyiye gitmesini beklerken, her geçen gün
daha kötüye giden bir tablo ile karşı karşıyayız.
Neden böyle oldu sorusuna verilecek çok cevap var ne yazık
ki.
Uygulanan kısıtlamalar ve tedbirlerin ardından vakalar
kontrol altına alınınca, olması gereken yapıldı ve 1 Haziran itibarıyla
normalleşme sürecine girildi.
Fakat bizim insanımıza ‘normalleşme’ de gerisine karışma
gibi bir durumla karşı karşıya kaldık… Düğünler, asker uğurlama törenleri,
taziye ziyaretleri vs... vs...
Her gün öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki, kurallara uyan
insanlara ‘bizim günahımız ne’ demek kalıyor.
Maskeyi koluna, çenesine, kemerine takanlar, paralarla aynı
cebe koyanlar!
Koronavirüs testi pozitif çıkan insanların artık eve
gönderilmeleri ve devamındaki denetim eksikliğinin beraberinde getirdiği
sorunlar!
Vakaların artması için adeta elimizden geleni yaptık
maşallah!
Ne yazık ki ektiğimizi biçiyoruz bugün! Öyle bir noktaya
geldik ki, pozitif arkadaşına geçmiş olsun ziyaretine giden var. Pozitif
olduğunu bilerek düğün düğün gezen, markete, İddaa bayisine giden, dolmuşa,
otobüse binenler var.
Bu kadar sorumsuz insanlara artık sadece para cezası yetmez,
cana kastetmekten adli işlem yapılmalıdır.
Son Bilim Kurulu toplantısının ardından pozitif olan ve
izolasyon tedbirine uymayan 153 bin kişinin HES kodu sayesinde tespit edildiği
belirtildi. Yani 153 bin pozitif vaka dışarı çıkıyor, insanlarla temasta
bulunuyor, belki de yeni vakaların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Sayın Koca, iyimser ifadelerle normal şartlarda olması
gerekeni söylüyor ve ‘ceza, yaptırım çözüm değil’ diyor. Fakat şu an gelinen
noktada görülüyor ki, tek çözüm ne yazık ki ceza.
En basit örnekle pozitif olduğunu bilen bir insan markete
gidip oradaki vatandaşların ve çalışanların hayatını tehlikeye atıyorsa,
dolmuşa, otobüse biniyorsa, o insanda her şeyden önce vicdan yok demektir.
Uzmanlar aylardır “Siz ölmezsiniz ama bulaştırdığınız kişi hayatını
kaybedebilir” diye bas bas bağırırken, bir insan bunları yapabiliyorsa, bu
sorun ‘lütfen ve rica’ ile çözülemez ne yazık ki…
6 ayı geride bıraktık, en iyimser şekilde bir 6 ay daha var
önümüzde…
Kurallara harfiyen uyan ve bu illetten kurtulmak isteyen
insanlar, sorumsuz insanların cezasını artık çekmemeli…
Hapisse hapis, yüksek para cezası ise para cezası…
Ülkede bir vaka varken kimse korkudan kıpırdamazken, ölü
sayısı 60’a yaklaşmışken hiçbir şey yokmuş gibi davranılmasının mantıkla
açıklanabilir hiçbir yanı yok…
Ve her zaman olduğu gibi sadece başına gelenler hele de bir
kayıp verirse anlıyor durumun vahametini…
Artık kendimize gelelim… Önümüz kış…
Hastalıklar daha çok artacak, her şey daha zor olacak!
O nedenle en büyük sorumluluk önce vatandaşa, sonra söz
sahiplerine düşüyor!
Bu işin artık ne şakası ne de rica ve lütfen ile çözülecek
hali kaldı!