Toplumumuzda kadınlarımızın çok büyük çoğunluğu hep bir mücadele içerisinde…

Ekonomik özgürlüğü olmayan, aile içerisinde sorun yaşayan pek çok kadın kaderine razı olmuş durumda hayatını idame ettirmeye çalışıyor.

Bu noktada geçtiğimiz günlerde girişimci bir kadından çok anlamlı bir mesaj aldım…

Hayatı boyunca çok sıkıntılar çekmiş, psikolojik ve fiziksel şiddet görmüş, hayatın adeta dibini gören bir kadının mücadelesini ve sonunda sağladığı başarıyı duygulanarak okudum.

Ülkemizde kadınlarımız son yıllarda ne yazık ki cinayet ve şiddet haberleri ile gündeme geliyor… Hâlbuki Türkiye’nin dört bir yanında iş hayatına farklı bir bakış açısı getiren ve kararlılıkla yollarına devam eden birçok kadın girişimci, kendi başarı hikâyelerini yazıyor.

Bu noktada kadınlarımızın sağladıkları başarılardan da söz etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü başarılı ve ayakları üzerinde duran kadınların sayıları arttıkça, birbirlerine örnek olacaklarına inanıyorum. Ve nerede çıktığı yolda başarı elde etmiş bir kadın girişimci görsem gurur duyuyorum…

Biraz araştırıldığında ülkemizde bugün isimlerinden söz ettiren büyük şirketlerin kadınlar tarafından kurulduğunu ve yönetildiğini görebilirsiniz…

Gerek kendi sermayeleriyle gerekse KOSGEB veya İŞKUR projelerinden aldıkları kısıtlı hibelerle harikalar yaratan kadınlarımız var…

Örnek olması açısından bir kısmını sıralamak gerekirse;

Trabzon’da Seyyare Sungur isimli girişimci, 3 kız kardeşi ile el ele vererek, “Trabzon fındığı ile dünyanın en iyi çikolatasını bu şehirden çıkaracağız” dediler ve Yomra ilçesinde Fındık Ocağı’nı kurdular. İlk dönemler zorluklar yaşasalar da pes etmeyen kız kardeşler, zaman içerisinde önce Meydan’da, ardından da Samsun’da yeni şubeler açtılar. Trabzon’dan başlayan bu başarı hikâyesini dünyaya duyurmak için azimle çalışan 4 emekçi kadın ve ekibi tarafından üretilen ürünler, Amerika ve Avrupa’ya da ihraç ediliyor.

Kastamonu'da 21 yıl fabrikada çalışan Hamide Sekecek, KOSGEB'den aldığı 150 bin lira krediyle kurduğu tekstil atölyesinde 83 kişiye istihdam sağlayıp, İtalya ve İspanya'ya ihracat yapıyor.

Denizli'de çocuklarının süt ihtiyacını karşılamak için annesinden aldığı birkaç buzağıyı büyüten girişimci kadın, aldığı destekle süt üretim çiftliği kurdu.

Aslı Elif Tanuğur isimli kadın, oğlunun yaşadığı sağlık sorununu çözmek için propolis ve arı sütü ile tanıştı. Tanuğur'un, New York’ta 120 doğal ve özel ürün satan mağazası var.

Samsun'da dekorasyon işiyle uğraşırken "erkek işi" diyenlere aldırmayıp KOSGEB desteğiyle doğal taş ve patlatma taş atölyesi kuran Filiz Doğan, 15 kadına da istihdam sağlıyor ve 4 ülkeye ihracat yapıyor.

İşçi olarak başladığı biyoplastik sektörde kendi fabrikasını kuran Hülya Akdeniz, geliştirdiği markasıyla dünyanın sayılı firmaları arasına girdi.

Bu isimler, binlerce başarılı girişimci kadından sadece birkaçı…

Girişimci olmak isteyen herkesin, başarı sağlamış kadınların hayat hikâyelerini okumasını tavsiye ediyorum.

İnanın çoğu hikâyeyi okurken hem gururlanacak hem de duygulanacaksınız.

Ülkemizde sürekli olarak “Sen bilmezsin, anlamazsın, yapamazsın” gibi ifadelerle karşılaşan ve tüm bu düşünceleri boşa çıkaran girişimci kadınlarımız cesaretleriyle ilham veriyor.

Sonuç olarak herkesin aklına güzel fikirler gelebilir fakat yapılması gereken biraz gayret etmek, gücünün farkına varmak ve bir adım atmak. 

Çünkü güçlü kadın güçlü yarın demektir.

Başarı hikâyesi yazan ve yazmaya aday olan tüm kadınlarımızın yolu açık olsun.