SON DAKİKA
SON DAKİKA


En Büyük Yas!
10.11.2020

Bugün 10 Kasım 2020...

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, bağımsızlığımızın mimarı ‘Büyük Önder’ Mustafa Kemal Atatürk’ün 82’nci ölüm yıl dönümü.

Dünyanın ender yetiştirdiği eşsiz bir komutan ve dahi bir yönetici olan büyük Atatürk'e duyduğumuz özlem her geçen gün artarken, bizlere miras bıraktığı ve ‘en büyük eserim’ dediği cumhuriyete bağlı kalarak hatırasına sahip çıkıyoruz.

Bize daha ilkokul sıralarında öğretildiği gibi, büyük şahsiyetler yas tutularak değil, fikirleriyle, eserleriyle ve fedakar gayretleriyle anılırlar.

Bu nedenle 10 Kasım 1938 tarihi, Türk milleti için bir devrin sonu değil, Atatürk'ün bizlere miras bıraktığı cumhuriyetimizi daha ileriye götürme noktasında yeni bir dönemin başlangıcıdır. Keza Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk de, 'Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' sözleriyle 7’den 70’e herkese bu yönde vasiyet bırakmıştır.

***

Bu duygu yüklü günde, Atatürk Anıtkabir’e defnedilirken 10 kişilik ekibin içerisinde yer alan ve yaşayan son kişi olan Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden’in açıklamalarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bakın Güngör o günü nasıl anlatıyor;

“Etnografya Müzesi’nde tabut açıldı. İçinden çelik tabut çıkarıldı. Çelik testere ile kesilerek o tabut da açıldı. O sırada Atatürk’ün yüzünü gördüm. Yüzü hiç bozulmamıştı.

Sanki yeni tıraş olmuş gibiydi. Ardından tabut yeniden kapatıldı.

Ben Türkiye Milli Talebe Federasyonu Yayın Komisyonu Başkanı olmam nedeniyle Atatürk’ün naaşının nakli ve defni sırasında görev aldım. Etnografya Müzesi’nde saygı nöbetinde bulunacak 100 kız ve 100 erkek öğrenciyi belirledim.

Etnografya Müzesi’nden önde top arabası, ardında bizler yürüyüş başladı. O sırada hıçkırık ve ayak sesleri dışında hiçbir ses duyulmuyordu. Güzergah boyunca pencerelerde, yollarda halk toplanmış, büyük bir saygı, huşu, gözyaşı vardı.

Ankara Palas güzergahından Anıtkabir’e geldik. Tabut önce Anıtkabir’in önündeki bölüme yerleştirildi. O sırada Celal Bayar konuşmasında, ‘Seni sevmek milli ibadettir’ dedi. Anıtkabir’de Aslanlı Yol’un başında naaş askerlerin omuzlarına alındı ve mozole binası önündeki katafalka konuldu.

Oradan çelik bir vinç yardımıyla mezar bölümüne indirildi.

Türkiye’nin dört bir yanından ve Kıbrıs’tan getirilen topraklar serpildi. Daha sonra tabut askerlerin omzuna alındı, mozoleden mezar odasına indirildi.

Bu odada Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes, Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut, Atatürk’ün kardeşi Makbule Atadan ve ben vardım.

Bazı askerlerle birlikte toplam 10 kişiydik. Bu 10 kişiden hayatta kalan tek kişi benim.

Defin işlemi sırasında Makbule Hanım hıçkırarak ağlıyordu. Ben de kenarda onları izliyordum. Defin sonrası tutanaklar imzalanınca Makbule Hanım hıçkırarak yeniden ağlamaya başladı.

Ben de kaldığım yurt binasına dönünce uzun uzun ağladım.”

***

Her bir ifadesi insanı duygulandırıyor. Hani bir söz var ya; “Bazı borçlar vardır, ödeyemezsin.”

Biz de Atatürk’e olan borcumuzu ne yaparsak yapalım ödeyemeyiz.

Ne mutlu Mustafa Kemal Atatürk sevgisini kalbinde yaşatanlara!

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap