Kadın cinayetleri ne yazık ki bitmek bilmiyor... Son olarak
20 yaşındaki Ceren Özdemir’in vahşice katledilmesi ile sarsıldık. Ordu
Üniversitesi Müzik Bölümü 3. Sınıf öğrencisi güzeller güzeli Ceren, evinin
kapısının önünde kalbinden bıçaklanarak hayatını kaybetti. Katilini hiç
tanımıyordu. Adeta suç makinesi olan ve buna rağmen açık cezaevine nasıl
alındığı bilinmeyen biri tarafından yaşam hakkı elinden alındı Ceren’in. Yapmak
istediği sadece okulundan çıkıp evine gitmek ve annesinden istediği çorbayı
içmekti.
Güzel Ceren’in kalbine saplanan bıçak, adeta hepimizi deldi
geçti. Her defasında yaptığımız gibi artık yeter diyoruz ama yetmiyor, bitmiyor.
Gencecik bir balerin, hayatının baharında öldürülüyor, bir ailenin daha
ocağına ateş düşüyor.
Bir düşünün sadece kasım ayında 39 kadın öldürüldü bu
ülkede. Yıl boyunca ise 430 kadın ya eşi ya sevgilisi ya da aile üyeleri tarafından
cinayete kurban gitti. Acı hep aynı acı, sadece isimler değişiyor. Münevver
Karabulut, Özgecan Aslan, Cansel Buse Kınalı, Helin Palandöken, Şule Çet, Emine
Bulut, Güleda Cankel ve ismi gazete sayfaları arasında kaybolup giden nice
kadınlarımız gibi Ceren Özdemir’i de koruyamadık.
Hemen her gün ‘Ne olur beni koruyun’, ‘Kurtulmam için ölmem
mi gerek’ diyen çaresiz,bir çıkış yolu bulamayan kadınların feryatlarını görüyoruz
gazete ve televizyonlarda... Her kadın cinayetinden sonra tüm Türkiye birlik
oluyoruz, kınıyoruz, ağzımıza geleni söylüyoruz, protesto yürüyüşleri
yapıyoruz ama sonuç ne yazık ki değişmiyor. Konuşmaktan, ağlamaktan öteye
gidemiyoruz. Yine vahşice katledilen Şule Çet’in katilleri ceza aldı diye
sevinemeden, Ceren’in haberini alıyoruz. Bir kabusun içindeyiz sanki
uyanamıyoruz. Elimizden artık üzülmekten daha fazlası gelmeli. Sesimizi daha
çok yükseltmeliyiz. Devlet, millet, basın el ele verip güçlerimizi birleştirerek
çözüm yollarını aramalıyız. Sadece benim mücadelemle ne olur çaresizliğine düşmeden,
hepimiz artık üzerimize düşeni yapmalıyız.
Ve daha da önemlisi artık bizden çok, konuşması gerekenler
de konuşmalı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ne gerekiyorsa yapmak için bir
an önce harekete geçmeli. Tüm partiler hiç beklemeden bir araya gelerek yeni
bir düzenlemeye imza atmalı. Bu konuda hala ne bekleniyor anlamak gerçekten
güç. İndirimsiz, iyi halsiz öyle bir yasa yapılsın ki, bu kişiler kıpırdayamaz
hale gelsin.
Katil ya da şiddet uygulayan mahkemedeki tutumu ya da kravat
taktığı için artık iyi hâl indirimi almasın... Acaba yarın hangi kadın ölecek
diye düşünülmesin bu ülkede. Çünkü artık bıçak kemiğe dayandı, kimsenin
bir haber daha alacak takati kalmadı. Sözün özü tüm Türkiye birlik olalım
ve artık kadınlarımızın ölümlerini değil başarılarını konuşalım...