Türkiye’nin dört bir yanında faaliyetlerini sürdüren, iş
hayatına farklı bir bakış açısı getiren, ürettikçe kazanan ve toplumsal yaşamda
güçlüklere karşı direnerek, kararlılıkla yollarına devam eden birçok kadın
girişimci, kendi başarı hikâyelerini yazıyor.
Bu noktada ülkemizde son yıllarda şiddet ve cinayet
haberleriyle gündeme gelen kadınlarımızın kazandıkları başarılardan da söz
etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü başarılı ve ayakları üzerinde duran kadınların
sayıları arttıkça, birbirlerini örnek olacaklarına inanıyorum.
Son yıllarda isimlerinden söz ettiren kadın girişimcilerin
zorlu pandemi sürecine rağmen sayıları günden güne artıyor. Bu doğrultuda kadın
girişimci dernekleri de daha çok girişimci kadına ulaşmak için çalışmalarına
her geçen gün yenilerini ekliyor…
Girişimci kadınlar tarafından kısıtlı imkânlarla yazılan
başarı hikâyeleri, aynı zamanda birçok kadın için de ilham kaynağı oluyor.
Biraz araştırıldığında ülkemizde bugün isimlerinden söz
ettiren büyük şirketlerin kadınlar tarafından kurulduğunu ve yönetildiğini
görebilirsiniz…
Türkiye’de kadın girişimci olmak güç ve cesaretin bir sonucu
olarak algılanırken, yürünen bu yolun zorlu yanları olduğu da bir gerçek. Gerek
kendi sermayeleriyle gerekse KOSGEB veya İŞKUR projelerinden aldıkları kısıtlı
hibelerle harikalar yaratan kadınlarımız var…
Örneğin; Kastamonu'da 21 yıl fabrikada çalışan Hamide
Sekecek, KOSGEB'den aldığı 150 bin lira krediyle kurduğu tekstil atölyesinde 83
kişiye istihdam sağlayıp, İtalya ve İspanya'ya ihracat yapıyor.
Denizli'de çocuklarının süt ihtiyacını karşılamak için
annesinden aldığı birkaç buzağıyı büyüten ve besleyen girişimci kadın, Tarım ve
Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumundan aldığı destekle süt üretim çiftliği
kurdu. Her gün 900 litre sütü işleme tesislerine satıyor.
Aslı Elif Tanuğur isimli kadın, oğlunun yaşadığı sağlık
sorununu çözmek için propolis ve arı sütü ile tanıştı. Bunun üzerine çalışmalar
başlatarak bu ürünleri tüm annelere ulaştırma hayaliyle girişimcilik serüvenine
adım attı. Tanuğur'un, New York’ta 120 doğal ve özel ürün satan mağazası var.
Samsun'da dekorasyon işiyle uğraşırken "erkek işi"
diyenlere aldırmayıp KOSGEB desteğiyle doğal taş ve patlatma taş atölyesi kuran
Filiz Doğan, iş yerinde 15 kadına da istihdam sağlıyor ve 4 ülkeye ihracat
yapıyor.
İşçi olarak başladığı biyoplastik sektörde destek almadan
kendi fabrikasını kuran Hülya Akdeniz, geliştirdiği markasıyla dünyanın sayılı
firmaları arasına girdi.
Erzincanlı 43 yaşındaki ev hanımı Nuriye Beket Çakmak,
biriktirdiği para ve kolundaki bileziklerini satıp 40 bin kapasiteli tavuk
çiftliği kurarak hem çocukluk hayalini gerçekleştirdi hem de kendi işinin
patronu oldu.
Bunlar girişimci kadınların sadece birkaçı…
Girişimci olmak isteyenlerin, başarı sağlamış kadınların
hayat hikâyelerini okumasını tavsiye ediyorum. İnanın çoğu hikâyeyi okurken hem
gururlanacak hem de duygulanacaksınız.
Ülkemizde sürekli olarak “Sen bilmezsin, anlamazsın,
yapamazsın” gibi ifadelerle karşılaşan ve tüm bu düşünceleri boşa çıkaran
girişimci kadınlarımız cesaretleriyle ilham veriyor…
Sonuç olarak herkesin aklına güzel fikirler gelebilir. Fakat
yapılması gereken biraz gayret etmek ve bir adım atmak. Çünkü zor olan şey, ilk
adımı atmaktır.
Başarı hikâyesi yazan ve yazmaya aday olan tüm
kadınlarımızın yolu açık olsun.