2023 gibi zor bir yılı hüzünlerle geride bırakırken, herkes 2024 yılından öncelikle sağlık, huzur ve mutluluk bekliyor.

Fakat gelin görün ki bunun için kim ne kadar üzerine düşeni yapıyor?

Güzel ülkemiz; insanları bizden olanlar ve olmayanlar diye ayıran, her alanda kutuplaşma yaratmaya çalışan ve her şeyden önemlisi her şeyi bilen insanlarla sarılmış durumda.

Uzmanlık alanı olsun olmasın herkes her şeyi biliyor…

Girilen ortamlarda ya da sosyal medyada bakıyorsun herkes her alanda uzman…

Bu benim alanım değil ya da bu konuda fikrim yok demek bu kadar zor olmasa gerek…

Konu ne olursa olsun sadece eleştirmeyi kendilerine görev edinmişler, öyle ki konunun uzmanlarının bile anlattıklarını hafife alıyorlar ya da beğenmiyorlar.

Tüm bunlar yaşanırken okuduğum ve çok beğendiğim, bizi biraz da olsa gündemden uzaklaştıracak bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istedim.

***

Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış.

Büyük usta çırağına “Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş. “Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma” diye ilave etmiş.

Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş. Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.

Usta ressam şöyle demiş:

“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. İkincisinde, onlardan müspet, yapıcı, olumlu olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.

Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın. Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma ve asla bilmeyenle tartışma.”

*

Bu kısa anonim hikâye aslında ne çok şey anlatıyor değil mi?

Sözün özü; Bilmediği bir konuda bile herkesten çok bildiğini zannedenlerden iş düzeltmeye gelince hikâyedeki gibi dokunulmamış bir resim kalıyor geriye…

Asıl sorun bilmediğini bilmemek ve dahası bildiğini sanmak…

Ünlü filozof Sokrates’in meşhur “Bildiğim bir şey var o da hiçbir şey bilmediğimdir” sözü herkesin kulağına küpe olmalı…

Kendisiyle barışık, bildiğinin de bilmediğinin de farkında olan insanların etrafınızda olduğu bir 2024 yılı diliyorum.