Önemli günlerin en
anlamlıları arasında yer alan bir Öğretmenler Günü’nü daha geride bıraktık. Ulu
Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Başöğretmenlik’ unvanını kabul ettiği bu özel
günde, tüm Türkiye’nin kalbi bir kez daha öğretmenlerimiz için çarptı.
Duygularımızı
senenin bir günü yüksek sesle dile getiriyor gibi görünsek de, Atatürk’ün “Yeni
nesil sizin eseriniz olacaktır” dediği öğretmenlerimize olan minnetimizi
anlatmak için ne söylesek az kalır.
Şüphesiz zor şartlarda en kutsal mesleklerden birini icra ediyorlar.
Toplumun küçük bir
azınlığı tarafından da olsa ‘az çalışıyorlar’, ‘çok tatil yapıyorlar’ denilerek
gündemde tutulan öğretmenlerin ne kadar ‘kutsal’ bir iş yaptıklarını elini
vicdanına koyan herkes rahatlıkla söyleyecektir. Ve tabii ki bir de üniversiteyi bitirdikleri
halde yıllarca atama bekleyen öğretmenleri de unutmamak gerekiyor… Atılacak adımlarla onların da en kısa sürede
öğrencilerine kavuşmasını diliyoruz…
***
Öğretmenler Günü
denilince son yıllarda şüphesiz iki genç isim aklımıza geliyor.
Müzik öğretmeni
Şenay Aybüke Yalçın, 9 Haziran 2017'de ilk görev yeri olan Batman'da PKK'lı
teröristlerce belediye başkanına yönelik düzenlenen saldırıda olay yerinden
geçerken açılan ateş sonucu şehit oldu. Öğrencilerine karne dağıtan Yalçın
evine dönüyordu.
Ve Necmettin Yılmaz,
16 Ekim 2016 yılında göreve başladığı Şanlıurfa'dan memleketi Gümüşhane'ye
giderken Tunceli'de terör örgütü PKK mensuplarınca kaçırıldıktan sonra şehit
edildi. Göreve başladıkları için en mutlu günlerini yaşayan bu iki genç isim,
başta aileleri olmak üzere tüm Türkiye’yi yasa boğmaya devam ediyor.
***
Ve tabii ki
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk…
Atatürk, büyük bir
asker, büyük bir devlet adamı ve diplomat olduğu kadar, eğitime verdiği önem ve
eğitim alanında yaptıklarıyla milletimizin çağ değiştirmesini, atılım yapmasını
sağladı. Öğretmenlere verdiği değeri birçok farklı sözle dile getiren Atatürk,
24 Kasım 1923 tarihinde Kütahya Lisesi’nde öğretmenlere yaptığı konuşmada
“Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki
orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri
memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de
kıymetlidir, yücedir.
Fakat bu iki ordudan
hangisi daha değerlidir, hangisi bir diğerinden üstündür? Şüphesiz böyle bir
tercih yapılamaz. Bu iki ordunun ikisi de hayatidir. Yalnız siz irfan ordusu
mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun değer ve yüceliğini anlatmak için
şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldüğünü
öğreten bir orduya mensupsunuz” sözleriyle onlara duyduğu güveni net şekilde
ortaya koymuştur.
‘Başöğretmen’
Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler
Günü’nü bir kez daha yürekten kutluyorum.