Türk
tarihi için çok önemli bir haftayı yaşıyoruz.
Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurulduğu ve bağımsızlığımızın ilan edildiği günün 100. yılını
kutlamanın mutluluğunu ve büyük gururunu yaşıyoruz.
Türk
tarihinde 100 yıl önce yeni bir devrin kapıları açıldı ve cumhuriyetin ilanıyla
‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’ sözü devlet yönetiminde en belirgin
şekliyle yerini aldı.
Türkiye
Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin 10. yıl
kutlamalarında verdiği 10. Yıl Nutku'nda bugünü ‘En Büyük Bayram’ olarak
nitelendirdi.
*
Mustafa
Kemal Atatürk’ün önderliğinde, tarihte eşi görülmemiş bir kurtuluş mücadelesi
sonrası Cumhuriyet ilan edildi…
O
günlere dönersek;
24
Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, 13 Ekim 1923'te
Ankara, Türk devletinin hükümet merkezi oldu. Artık mevcut rejimin isminin
konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar Devlet
Başkanlığı görevi, TBMM Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa tarafından
yürütülmüştü. 27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve Meclis'in
güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da bu soruna acil bir
çözüm gerektirdi.
28
Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa,
Çankaya Köşkü'nde arkadaşları için Latife Hanım'a bir sofra hazırlattı. İsmet
Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam
yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal, Nutuk'ta şöyle anlatıyordu;
“Gece
olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda
beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Daha
kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada
beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı
Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve
Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim.
Çankaya'ya
gittiğim zaman orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat,
Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe
alıkoydum. Yemek sırasında 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada
bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan
itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak
arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını
göreceksiniz.”
Mustafa
Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren
kanun tasarısını hazırladı. “Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir”
hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra
Cumhuriyet'in ilanı kabul edildi. Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün
açıklığı ile ismini almış oldu.
*
Cumhuriyetimizin
100. yılı, geçmişimize bir saygı duruşu olmanın ötesinde, geleceğe yönelik
büyük umutları ve sorumlulukları da içinde barındırıyor.
Türk
milleti için bu gurur gününün yıl dönümünde, cumhuriyetimize dört elle
sarıldığımızı ve ona sahip çıktığımızı her yıl daha büyük coşkuyla göstermeliyiz.
Başta
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımıza sonsuz
teşekkürler.
Ata’mızın
armağanı Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.