Trabzonspor taraftarının eşi benzeri yok. İnanın
abartmıyorum. Trabzon’da gündelik yaşamın her alanında var Bordo-Maviyle
ilişki. İskenderpaşa’da bir apartmanın girişinde 1975-76 kadrosunu gördüm. Yan
tarafta da elektrik faturaları asılıydı. Etle tırnak gibi Trabzonspor ile
Trabzon insanı. Müthiş bir enerji bu. Ama bu enerjiyi bir araya getirecek bir
anlayış yok. Zira geçmişten gelen ve belki de kıyamete kadar sürecek
gruplaşmalar var şehirde. Bence Trabzonspor Başkanı kim olursa olsun, hangi
düşünce ve ideolojiye inanırsa inansın Trabzon insanının bu enerjisini
birleştirmek gibi bir misyon edinmeli. Kavgalar, ayrışmalar, o bunun adamı, bu
şunun adamı gibi nitelemeler Trabzonspor’a fayda getirmiyor. ‘Mevcut yönetim
kendi içinde bir olamamış ki şehri nasıl birleştirsin?’ diyeceksiniz. Ben de
onu söylüyorum zaten. Şehir bu ayrışmalardan besleniyor tam tersi olması
gerekirken.
Herkes aynı düşüncede olmak zorunda değil ama bir futbol
kulübünün nasıl yönetilmesi gerektiği dünyadaki örneklerinden yola çıkarsak
aşağı yukarı belli. Mesele de şehirdeki bu enerjiyi kulübün faydasına bir araya
getirebilecek akil insanları veya başkanı bulabilmek…
Bizim çocuklar!
A Milli Takım son dönemde bir şekilde Avrupa Şampiyonası’na
gitmeyi başarıyor. 2016’dan sonra 2020’de olmak başarıydı. Ancak sonuç hayal
kırıklığı oldu. Peki eksik olan neydi? Bence ‘kenetlenme’ yoktu takımda. ‘Bizim
çocuklar’ olamadılar kendi içlerinde. Sahada mücadele de yoktu, hırs da. ‘Genç
bir kadroyduk, tecrübesizdik’ gibi düşünceler de doğru ama bu kadar genç bir
kadro daha yaşlı takımlara karşı daha az koştu. Her şeyi daha az yaptı.
Başarısızlığın sebebi belki de dıştan bir müdahalenin olmayışıydı. Daha önceki
turnuvalarda genelde medya ile milli takım arasında bir sürtüşme yaşanır ve
oyuncular da içlerindeki İrlandalılara inat kenetlenirdi. Bu sefer öyle bir
kavga yoktu.
Bir başka mesele de bu kadar genç çocuklardan kurulu takımda
futbolculardan sorumlu TFF yöneticisinin Selim Soydan olmasıydı. Şaka gibi.
Soydan’ın dünyasıyla şimdiki neslin dünyası arasında uçurumlar var. TFF’de
Hamit Altıntop gibi biri bulunuyor. A Milli Takım’dan neden o sorumlu değil?
Bunun yanında futbolseverlerin özellikle sosyal medyada
trolleşmesi de birlikteliği sağlayamadı. 18 kurtarış yapan Uğurcan her maçtan
sonra trend topic oldu. Sebebi performansından ziyade kalede Altay’ın
olmayışıydı. Bazı troller bu tercihten dolayı Uğurcan’ın daha çok gol yemesi
için dua ediyordu klavye başlarında.
Bazen bu tür şoklardan sonra yükseliş gerçekleşir. Umarız
Dünya Kupası’na gerekli dersleri alarak gideriz.