Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan önceki gün İstanbul’da,  son yıllarda eşine pek rastlamadığımız, adeta gövde gösterisine dönen bir basın toplantısı düzenledi. İstanbul medyası toplantıya büyük ilgi gösterdi. Birçok gazete ve televizyonun spor müdürü oradaydı. Spor yazarı arkadaşım Atilla Türker bu tablo karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Kulağıma eğilerek, ‘F.Bahçe, G.Saray ve Beşiktaş başkanlarının da nice basın toplantısına gittim ama böylesine bir kalabalık görmedim’ dedi. Trabzonspor Başkanı’nın ulusal medyanın üst düzey temsilcileriyle İstanbul’da bir araya gelmesi çok doğru bir düşünceydi. Başkan; derdini, hedefini, Trabzonspor’un hatta ülke futbolunun içinde bulunduğu gerçekleri bizzat medyanın kalbindeki insanlara anlattı.

Bu buluşma başkanın kısa bir konuşmasıyla başladı. Ardından Sayın Doğan, sorulan tüm sorulara cevap verdi. Can sıkıcı sorulara da tansiyonu hiç yükseltmeden, oldukça nazik ve ama kendinden bir o kadar da emin bir şekilde cevap verdi.

Bir soru 2010-2011 şike sezonu ile ilgiliydi. Soruyu soran gazeteci F.Bahçe ile Trabzonspor’un arasının düzelmesini arzuluyordu. Ama şike olmamış gibi soruyordu sorusunu. Başkan Doğan, kararlı bir şekilde, ‘2010-2011 şampiyonu Trabzonspor’dur ve bu konu tartışmaya kapalıdır’ dedi.

Basın toplantısının büyük bir kısmı ekonomi ile alakalıydı. Başkan, şu anki tabloya bakıldığında kulüplerin mevcut gelirlerle bu ligde var olmalarının zorluğundan bahsetti. Trabzonspor’un da gelirleri ile giderleri arasında gider lehine büyük fark vardı. Ama buna rağmen Trabzonspor’un her zaman zirve için yarışacağını ısrarla vurguladı. Zirve için yarışacak ve bu yolculuk esnasında borç azaltılacaktı. Hedefi buydu başkanın.

Kaynak bulmada arayışları vardı başkanın. Basın toplantısından sonra kendisiyle ayaküstü sohbet etme imkânı buldum. O anlarda O’na Güney Kore ve Avustralya gibi ülkelerde hazırlık maçı ayarlanmasını tavsiye ettim. Başkan, Güney Kore ile ilgili özel bir bilgi verdi. Ondan sonra Güney Kore’de maç organizasyonu için girişimde bulunmayı düşünebileceklerini belirtti (Bana verdiği bilgiyi ise şu an sizlerle paylaşamayacağım).

Başkana Avustralya’da hazırlık maçı organizasyonu ayarlaması için de ısrar ettim. Bu ülkede yaşayan Türkler, Anavatana büyük bir hasret çekiyor. Avrupa’daki Türkler gibi sık sık buraya gelemiyorlar. Dolayısıyla oraya gidecek her takıma büyük sevgi göstereceklerdir. Ben bunu 2003 yılında A Milli Takım ile bu ülkeye giderek bizzat yaşamıştım. Başkan bize Almanya’da bir hazırlık maçı ayarlamak için de çalıştıklarını söyledi.

Başkan’ın dikkatimi çeken bir tarafı da hocası Nenad Bjelica’ya çok inanıyor ve güveniyor olmasıydı. Hırvat hocadan bahsederken gözleri gülüyordu. Alt yapı ile ilgili de samimi açıklamalar yaptı. En önemli açıklaması, ‘Biz alt yapıya A takıma istediğimiz takviyeleri yapamadığımız, kaynak sıkıntısı yaşadığımız zamanlarda müracaat ettik’ minvalinde bir cümle sarf etmesiydi. Samimi bir itiraftı bu. Yoksa orada her şey yerli yerinde değildi başkana göre.

Trabzonspor Başkanı bu basın toplantılarını ara ara yapacağını da söyledi bize. Bana göre futbolcuların da İstanbul deplasmanlarına geldikleri zaman bu tür basın toplantıları düzenlemesinde yarar var.