SON DAKİKA
SON DAKİKA


Unutmayınız ki Cumhurbaşkanı bile sınıfta Öğretmenden sonra gelir
25.11.2020

Bugün Öğretmenler Günü. Türk oğlu Türk Mustafa Kemal Atatürk’e başöğretmenlik unvanının verildiği gün bugün. Yeniden bir ülke kuran Atatürk askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yenilik yapmıştı.

Bu yeniliklerden biri de 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan kanundur. Bu kanunla Arap alfabesi yerine Latin alfabesi kabul edilerek okur yazar sayısının arttırılması için seferberlik başlatılmıştı. 24 Kasım’da da millet mektepleri açılışı ile birlikte Atatürk’e başöğretmenlik unvanı verildi.

Atatürk’ün millet için yaptığı devrimlerde en çok önem verdiği değerlerden biri de eğitimdi. Bu anlamda ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu her fırsatta dile getirdiği öğretmenlerimize düşen onun izinden yürümektir.

Eğitimde en önemli aktörün öğretmenler olduğunu bilen Atatürk’ün onlara verdiği değeri anlatan şu sözleri iyi okuyup bugün öğretmenlerimizin içinde bulundukları şartlardan ne kadar uzak olduklarını anlamak mümkün.

-Öğretmenler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır…

-Öğretmenler! Erkek ve kız çocuklarımızın, aynı suretle bütün tahsil derecelerindeki talim ve terbiyelerinin pratik olması mühimdir.

-Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller ister.

-Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.

-En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretler olur.

-Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur.

-Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir.

Atatürk’ün başlattığı seferberlik sonrası bugünlere gelen eğitim camiası ne durumda derseniz; derinlerine dalmaya gerek yok, özel bir yasaya sahip olması gereken bir meslek olan öğretmenlerimiz için bugün beklentilerin karşılandığını söylemek mümkün değil.

Öğretmen Liseleri, Eğitim Enstitüleri ve Yüksek Öğretmen Okulları. Köy Enstitüleri, Anadolu Öğretmen liseleri nerede diye sormak gerek.

Öğretmenlerimiz ile ilgili Atatürk’ün sözlerine baktığınızda bugün onlara verilen değerin aynı seviyede olduğunu söylemek mümkün değil. Bugün herkes öğretmenlerimize yağ çeken laflar edecek, yarından sonra unutup gidecekler. Kısaca öğretmenlerimizi bir günde hatırlayıp onlara yağ çekmek yerine özlük haklarından başlayarak sahip oldukları unvana saygı göstermek adına gereğini yerine getirmek gerek.

Bugün vesilesiyle Türk Oğlu Türk Başöğretmen Atatürk’ü ve ebediyete göçmüş bütün öğretmenlerimizi saygı ve minnetle bir kez daha anıyorum. 

ATATÜRK’TEN BİR HİKAYE

Çankaya Köşkü’nün rahat ve sıcak salonlarına dönüşte Mustafa Kemal çevresindekilere şu hikayeyi anlatır:

“Biz Harbiye’de öğrenci iken, okulun sobaları yanmazdı. Bütün kış titreşir dururduk. Nihayet bir gün arkadaşlar beni müdüre çıkarmak için seçtiler. Müdür, Zülüflü İsmail Paşa adında bir saray adamı idi. Müsaade aldık, huzura çıktık; önce padişaha, sonra müdüre dualarımızı arz ettik. Nihayet, maksada geldik, işi anlatmak istedik. Ama müdür, daha ilk cümlelerde kükredi: Ne soğuğu be nankörler! Padişah nimeti gözünüze dizinize dursun! Görmüyor musunuz? Sobalar nasıl gürül gürül yanıyor. Defolun buradan! Gerçekten, müdürün sobası gürül gürül yanıyordu. Müdür, buram buram terliyordu, sıcaktan göğsünü bağrını açmıştı ve zannediyordu ki, bütün okulun sobaları da böyle yanar... Çocuklar, biz bu Çankaya Köşkü’nde, bazen, galiba bu Zülüflü İsmail Paşa gibi kendimizi aldatıyoruz...”

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap