Uzaktan eğitimde sancı sürüyor. Milyonlarca çocuk ekran başında ders yapıyor, yapamayanlar ise devletin uzatacağı eli bekliyor. Dağ bayır gezip sisteme ulaşıp ders görmek isteyen öğrencilerden, internetsiz ve televizyonsuz evlerden, çakışan ders saatlerinden dolayı eğitim alamayan çocuklarımızdan bahseden yok. Dedim ya süslü laflar ile eğitim yürüyor, halkın ne çektiğini bilen yok.

Ankara’da oturup ülkemizin en ücra köşesinde neler yaşanıyor bilmek mümkün olmaz. Devletin elinin uzanmayacağı yer yoktur diye bilirim ben; gelin görün ki eğitimde el uzatmayı bırakın, doğru düzgün bir eğitim bile eğitim verilmiyor.

Bu olumsuzluklar arasında güzel olan hareketler de var. İşte onlardan biri: Gaziantep’te bir ay önce evlenen eli öpülesi öğretmen Botan Erekli düğününde takılan altınları satıp öğrencisine televizyon alarak hediye etti. Buradan Erekli Öğretmene selam ve saygılar sunuyorum. Bütün alkışlar ona gitsin.

Öğretmenimizin yaptığı bu hareket dilerim Meclis’te bulunan başta iktidar partisi milletvekilleri olmak üzere bütün milletvekillerine bir şeyler hatırlatır, onlar da tableti ya da televizyonu olmayan evlatlarımıza destek olmak adına üzerlerine düşeni yaparlar.

AK Parti’den siyaset sahnesinde yer alan ve ardından da ayrılıp Gelecek Partisi’ni kuran Ahmet Davutoğlu bir soru karşısında sinirlenmiş. Davutoğlu ‘Neden bırakıp gittiniz’ sorusuna kızıp topu Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yuvarlamış.

Başbakanlıktan ayrılmasının cevabını en iyi verecek olan Davutoğlu’nun Erdoğan’a kişileri yönlendirmesinin inandırıcılığı yok. Ayrışmaya götüren nedenin açıklamasını yapmak yerine, "Bu soruyu bir gün Sayın Erdoğan’a sorabilirseniz, siz yüzde 49,5 almış bir Başbakan’ı kendi partisinde imza toplattırarak istifa ettirmesinin sebebini sorarsanız" sözleriyle yanıt verdi.

Gazeteciler üzerinden Erdoğan’a soru yöneltmek yerine, istifa ettirilmesinin nedenini kendisine saklamak yerine kamuoyuna açıklaması gereken Davutoğlu’nun görevde olduğu dönemin hesabını önce kendisi vermesi gerekir. Nerede yanlış yaptığını, kendisinin istifa ettirilmesine nelerin neden olduğunu öncelikle kamuoyu ile paylaşmalı ki, yarın sandıklar kurulduğunda millet kendisini tercih etsin.

Ülkemizde işçiye, memura, çiftçiye, emekliye sıra gelince süzgeçle zam yapılması gündeme geliyor. Bilinen enflasyonun yüzde 12, bilinmeyenin ise yüzde 20’nin üzerinde olduğu söyleniyor. Bu tablo karşısında emekliye yüzde 3.5-4.5 zam reva görülüyor.

Bunları hesaplayanlar ya hesap bilmiyor ya da çarşı pazardan bihaber. Emekli okuttuğu evladına aldığı 5 ders kitabına 650 lira veriyor, bunlar yüzde 3.5’tan dem vuruyor. Bir ekmek 2 lira beyler haberiniz var mı? Eti ayda bir kez bile göremeyen emekli soğanı, patatesi tane işi almaya başladı haberiniz var mı?

Vallahi billahi yazık! 0.5 enflasyon farkı hesabı yapanların elektriğe daha dün gelen yüzde 5,7 zamdan haberleri yok sanırım. 

İktidar, rakamlarla oynadığı sürece kaybediyor. Demedi demeyin!

Mutfaklar yanıyor beyler, kaynayan tencerenin dibi tuttu. Emekli bir ay önce aldığı ürünü şimdi aynı fiyata alamıyor. Emeklinin dediği gibi niyetiniz onları açlıktan öldürmek mi Allah aşkına? 

Onu bunu bilmem, sizin enflasyonunuz yüzde 12 iken emekliye bu zammı reva görüyorsanız, sandıklar kurulduğunda emekliler de size gerekli oyu reva görürler.