Katil İsrail Filistin’de cana kıymaya devam ediyor. Dünya seyrediyor. İsrail’in yaptığı şerefsizliği insanlık adına lanetlemek hepimizin görevi. Bu gelişmeler yaşanırken bazı gerçeklerden de uzaklaşıyor, yada o gerçekler unutturulmaya çalışılıyor.

TARİH YAPRAKLARI

İsrail’in Filistin’e yaptığı şerefsizliğin elbette karşılığı olmalı. Kudüs’e yaptığı saldırının bedelini mutlaka bir gün ödeyecek. Bu katliam yaşanırken Türk oğlu Türk olarak elbette hepimize, zalimlere, zulmedenlere karşı duruş sergilemek, tepki göstermek düşer. Bunlar yaşanırken Filistin ile ilgili tarih sayfalarında hep birlikte bir gezinti yapalım.

TÜRK VARLIĞI YOK EDİLDİ

Bugün İsrail’in saldırdığı Kudüs, bir Türk-Osmanlı  şehridir. 1517 yılından 1917’ye kadar  400 yıl Osmanlı yönetiminde kalmıştır. Fakat günümüzde Kudüs’te hiç Türk kalmadığını söyleniyor. Bunu Türkiye’de sorgulayan yoktur. Türkler Araplar tarafından asimile edilmiş, oradaki Türk soyu ve Türk varlığı yok edilmiştir iddiaları hala yalanlanmadı.

ARAP AŞİRETLERİ

Filistin, Türkiye için önemlidir. Birinci Dünya Savaşı’nda 1915 yılında Çanakkale’de ve 1916’da Irak cephesinde Kut’ül-Amare’de Osmanlı İngiltere’yi mağlup etmiştir. Fakat Mart 1917’de Irak cephesinde ve Ekim 1917’den başlayarak Filistin cephesinde İngiltere’ye mağlup olunması sonucunda Kudüs kaybedilmiş, 9 Aralık 1917 tarihinde İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Osmanlı’nın, Filistin’de 1917 ve 1918 yıllarında, İngilizler karşısında ağır bir yenilgi almasında isyancı Arap aşiretleri önemli rol oynamışlardır. Yemen’de, Hicaz’da, Kanal harekatında, Filistin’de ve Suriye’de Türk ordusu ihanetler çemberinde  sözde Müslüman Araplar tarafından arkadan vurulduğu bu sayfalarda anlatılmakta.

KIBRIS VE ERMENİ KATLİAMI

Bakın Türkiye’nin her dönem desteklediği Filistin için tepkimizi ortaya koyarken, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda dünya liderlerine Filistin haritasını gösterip İsrail’in işgalci olduğunu haykıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rahatsızlığında arayıp geçmiş olsun dileklerini ilettiği Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Temmuz 2009’da Güney Kıbrıs Rum Yönetimini ziyaret etmiş, Kıbrıs sorununda Rum tezlerini desteklediklerini açıklamıştır. Bunun üzerine  Rum Yönetimi de Filistin’de temsilcilik açma kararı aldığı da tarih sayfalarında yazmakta.

ABBAS: BÜYÜK ERMENİSTAN

Abbas’ın sosyal medyada dolaşan “Türk askeri Kıbrıs’ta işgalcidir,”  “Diyarbakır’ın özgürlüğünü  görmekten memnuniyet duyarız,“  “Büyük Ermenistan görmek arzusundayım. İnanıyorum ki, Ermenistan bu savaşı zaferle bitirip Azerbaycan’ı tamamen işgal edecek” sözleri unutulmaması gerektiği yine tarihin sayfalarında anlatılmıştır.

KKTC’Yİ 40 YILDIR TANIMADI

Dedim ya tarih sayfaları unutulmaz gerçeklerle doludur. Millet olarak her zaman ezilene, insanlık dışı şerefsizliklere karşı hep dik durduk. Durmaya da devam ederken tarihi gerçekleri de hafızalarımızdan çıkarmamamız gerek. İşte tarih yapraklarında yer alan bir not daha… “Söz konusu Türk olunca neden Müslüman kardeşliği unutuluyor? Rum dostu olan Abbas’a gösterilen yakınlık Türk dış politikası ile uyuşmakta mıdır? Bu konuda geçmişi silerek hareket etmemek gerekir. Çünkü hafıza-i beşer nisyan ile malüldür. Türkiye tarafından tanınan Filistin’in, 40 yıldır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini  tanımadığı unutulmamalıdır.”

NEREDEYDİLER?

Biz ülke olarak tarih boyunca dünya devletlerine örnek olacak kadar asil bir millete sahibiz. Bizim kanımızda mazlumların yanında yer almak vardır. İşte tarihten bir hatırlatma daha… “Bu nedenle Filistin için ülke olarak üzerimize düşeni yapacağız elbette ancak, “Karabağ’da Ermeniler tarafından Azeri Türkleri katledilirken gösteri yapan ya da Kerkük’te Türkmenler katledilirken miting yapan Arap ülkesi var mı? Doğu Türkistan’da Türkler Çinliler tarafından katledilirken Filistin Devlet Başkanı Abbas Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı neden aramamıştır? Çin’de ülke genelindeki camilere Çin bayrağı çekme ve ülkenin sosyalist değerlerine katkıda bulunma çağrısı yapılırken Müslüman Arap ülkeleri nerelerdedir? Rusya Kırım’ı uluslararası hukuka aykırı bir şekilde ilhak edip Tatar Türklerini 1944 sürgününü hatırlatır bir şekilde baskı altın alırken Arap ülkelerinden  tepki gelmemiştir.” Yukarıda tarih sayfalarında yer alan Filistin’in Osmanlı döneminde ve sonrasında Türkiye ile Türklerle ilgili attığı adımları bilmekte fayda var. Filistin bunları yaptı diye biz yaşanan bu zulme sessiz mi kalalım, elbette hayır. Bu katliama kim seyirci kalırsa onun kanı kurusun. Zamanın da Osmanlı’ya başkaldıran Filistin tam bağımsızlığını kazanana kadar destek verirken bu gerçekleri de unutmamak gerekir.