Son günlerin önemli
tartışması Afganistan’a asker göndermemiz ve oradan ülkemize göç edenler.
Gelenlerin hep genç olması ve aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların olmaması
bir tesadüf mü diye sormak gerek.
Bu tartışmaların
başlamasından odağında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Türkiye’nin
Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok” ifadeleri yer aldı. Türkiye
demokratik, laik, sosyal hukuk devleti değil mi? Taliban’ın şeriat anlayışını
Türkiye ile bağdaştırmak neyin nesi Allah aşkına? Canlı canlı insanları boğazlayan, hunharca
kan akıtan Taliban’ın ülkemizle milletimizle uzaktan yakından nasıl bir bağı
olabilir ki? İnsanın boğazını gözünü kırpmadan koyun gibi kesen Taliban’ın
ülkemizle bağdaştırılmasına katılmak mümkün değil.
Bu söylemler
beraberinde şeriat devletimi olduk sorusunu gündeme getirirken uzun yıllar
Afganistan'da mimarlık yapan bir sosyal medya kullanıcısı o ülkenin kültürünü
detaylı bir şekilde anlattı. O paylaşımı hepimizin okuması ve Afgan ve Taliban
gerçeğini iyi anlaması gerekir. Türkiye ile görüş alışverişinde bir sıkıntı yok
denilen Taliban’ın gerçek yüzünü bu yazı ortaya sermekte.
İşte o paylaşım:
“Asya ülkelerinde,
özellikle de Afganistan'da pek çok projede bulunmuş bir kişi olarak Afgan
halkını çok iyi tanıyan bir kişiyim. Bu konuda yorumlar yapan kişilerin pek
çoğu maalesef gerçek bilgiye sahip değil. Biraz da benden dinleyin.
Afgan halkı diye bir
halk yok. Orada kavimler var. Özbek, Türkmen, Tacik, Hazara, Peştun gibi. Kimse
kendisine ‘ben Afganım’ demez. Her kavim kendisine özel dil ve lehçesiyle
konuşur. Halk veya ulus bilinci yoktur, kavimler birbirini sevmez.
Mesela bir iş
yerinde farklı kavim insanlarını bir arada çalıştıramazsınız. Birbirlerinin
kuyusunu kazarlar. Bu kavimler birbirlerinden kız alıp vermezler.
Maddi durumu iyi
olan ve ülke yönetiminde söz sahibi olanlar Peştunlardır. Peştunca konuşurlar.
Afganistan'ın gerçek sahibi kendilerinin olduğunu savunurlar. Tüm
cumhurbaşkanları Peştunlardan çıkmıştır.
Taliban'ın kime
anlamı ‘talebeler’ demek. 3 tip Taliban vardır. Birincisi Rus işgaline karşı
ortaya çıkmış ilk oluşumdur. Bunlar gerçek anlamda Kuvayı Milliye misali
oluşumdur. Artık kalmamışlardır. İkincisi Pakistan medreselerinde
yetişenlerdir.
Bunlar sapık şeriatçı
tiplerdir. Üçüncüsü ise şu ankiler, yani ABD'nin maaşa bağladığı çapulcu
sürüsüdür. ABD bu Taliban ile ülkedeki kaosu bilinçli olarak sürdürmektedir.
ABD 20 yıllık işgali
boyunca Afganistan'a hiçbir katkı sunmamıştır. Kasaba ve şehir büyüklüğündeki
korunaklı askeri kamplarından çıkmamıştır. Afganistan'ın yer altı madenlerini
ve tarihi eserlerini kamplardan hava yolu ile ABD'ye taşımıştır.
Sosyal medyada
dolaşan bazı fotoğraf ve videolar Afganistan'a ait değil İran'a aittir.
Afganistan hiçbir dönemde lâik ve medeni bir toplum görüntüsü sergilememiştir.
Dünyadaki cehâletin ve ilkelliğin merkezidir.
Afganistan'da okuma
yazma oranı erkeklerde %18 civarında, kadınlarda %1 civarındadır. Din bilgileri
kulaktan dolmadır. Kadının adı yoktur. Çatal bıçak kullanmayı bilmezler.
Tuvalet eğitimi sıfırdır.
Kolay eğitilmezler.
Eğitildiğini düşündüğünüz an çabucak aslına rücû edip vahşileşirler. Yalan
milli spor gibidir. Rüşvetsiz devlet düzeni bilmezler. (Kimse Afgan düşmanlığı
yaptığımı düşünmesin. Benim iyi dostlarım da var. Sadece genel bilgi veriyorum)
Her ailenin ortalama
10 ve üzeri çocuğu vardır. Bu ülke emperyal devletler tarafından bilinçli
olarak câhil ve fakir bırakılmaktadır. Devleti yönetenler dış yardımları
kendileri paylaşıp halka çok azını yansıtmaktadır.
Ülkemize kaçak giren
Afgan göçmenler geçici ikâmet verilerek kontrol altında tutulmalıdır. Bir
planlama çerçevesinde iş gücünden faydalanılmalıdır. Bu göç durumunun faturası
BM ile organize edilip karşılanmalı ve Türk halkının sırtına yüklenmemelidir.
Eğer Afganistan
gelen bu düzensiz göç kontrol edilmezse ülkemizde ne gibi huzursuzluğa sebep
olabileceğini kimse kestiremez. Çünkü bu insanlar 500 yıl geriden geliyor.
İlkel ve vahşi. (Umarım kimseyi incitmemişimdir. Durum tespiti yapmaya çalıştım
sadece)”
FETÖ’CÜLERİN OYUNU
BİTMİYOR
Mağduriyet
hikayeleri arkasına sığınan bu hain örgütün uzantıları Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği’ni başörtüsü üzerinden vurmaya kalkıştı. Sınav sorularını çalan, devlet
içinde paralel yapılanmaya giden, 'himmet' adı altında haraç toplayan ve son
olarak darbe girişiminde bulunup halka kurşun sıkan FETÖ'cülerin sinsiliği ÇYDD
hakkında yürüttükleri kampanya ile bir kez daha ortaya çıktı.
Bir FETÖ'cü troll'ün
yaptığı ‘Ben üniversitedeyken Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı’ndan burs almak
için annenizin dahi başörtüsü soruluyordu ve ne hikmetse benim dönemimde oradan
burs alan bütün arkadaşlarımın sevgilisi askerdi, o arkadaşlarımın eski
sevgilileri ve şimdiki eşleri hala asker’ paylaşımına ÇYDD’den burs alan
sayısız öğrencinin annelerinin başörtülerine bakılmadığını ifadeleri şamar gibi
oldu, ardından çok sayıda kişi vakfa kısa mesajla bağış yaptı.
Dedim ya bu ihanet
şebekesini ülkemizin başına bela edenler bunların temizlenmesinde tutarlı bir
yol izleyip siyasi ayağını bularak köklerini kazımaya nedense hiç yanaşmadı.
Bakın ÇYDD’nin başkanlığını yapan ve yakalandığı hastalık nedeniyle hayatını
kaybeden Türkan Saylan’ı linç etmeye kadar işi götüren ve FETÖ’cülerin savunan
çıkışları ile bilinen HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu unutmamak gerek. Şimdi
demokrasi havariliği yapan bu zatın oğlu Salih babasından farksız değil, oda
ÇYDD’ye saldıran trolün paylaşımını beğenmiş. Babası ne ki oğlu ne olsun?