Sınırlarımız kevgire döndükten sonra ülkemin onlarca ormanı cayır cayır yanmaya başladı. Sınırlarımızdan Suriyelisi, Iraklısı, Afganlısı kimi ararsan ara ellerine kollarını sallayarak ülkemize girip, yurdumuzun her köşesine pirana gibi dağılmaya başladılar. Yangınlara dikkati verdik sınırlardan haber yok. Bu adamlar içerisinde PKK’lı mı var, Taliban mı var DEAŞ’lı mı var hiçbirini bilmiyoruz. Yıllardır mücadele ettiğimiz PKK terör örgütünün ülkemizi yangın yerine çevireceğini örgüt üyesi Şemdin Sakık söylemedi mi? Gelin görün ki bunları hafızalarda tutup gerekli önlemler alınmadı. Bunların ardından MHP lideri çıkıyor, göçmenler olayını kumpas ve istila olarak yorumluyor. Arkadaş, bunu aylardır, yıllardır millet olarak hep söylüyoruz. Tekrara gerek yok. Türküm diyen herkesin göçmenler konusunda yapacakları ilk icraat gelenleri ülkelerine geri göndermek olmalı. Avrupa’dan üç beş kuruş gelecek diye göçmenlerle ülkemizi toplama kampına çevirmenin bir anlamı yok. Cumhur İttifakı’nın ortağı olan MHP elini masaya vurmak yerine milletin bildiğini millete satmayı tercih etmiştir. Artık milletin boş lafa karnı tok, vatandaş icraat bekliyor. MHP lideri Devlet Bahçeli ittifak uğuruna ülke ve millet çıkarlarını göz ardı etmeyip geçmişte yaptığı gibi ülkeyi refaha götürecek adımı atıp sandığı milletin önüne getirmeli.

CUMHUR İTTİFAKI SINIFTA KALDI

Yangınların bir başka boyutu daha var, o da söndürme çalışmaları. Üç kiralık uçak ve helikopterlerle onlarca yangını söndürmeye çalışıyoruz. Geçmişten ders almayan Cumhur İttifakı yangın konusunda sınıfta kaldı. Ne oluyorsa söndürme çalışmalarında canlarını, mallarını kaybeden millete oluyor iktidar hala muhalefete çatıyor.

NANKÖRLÜK ETME ŞÜKRET

Her yangında ciğerlerimiz yanıyor diyoruz. Arkadaş, yıllardır her yangında aynı sözü tekrarlayıp kendimizi ve milletimizi avutuyoruz, değer taraftan ise bir tane bile uçak satın alamıyoruz. Bakın bu doğrultuda sosyal medyada dolaşan, “Müteahhitlere gelince yap işlet devret, ormana gelince yak, izle seyret, kendilerine gelince ye iç sarf et, vatandaşa gelince nankörlük etme, şükret” sözlerine gel de hak verme. THK’nın elinde olan uçaklar için her kafadan bir ses çıkıyor. Defterde kayıtlı uçak yok deniliyor. Diğer taraftan uçak olduğu iddia ediliyor. Kısaca milletin aklı ile dalga geçiliyor. Yıllardır ülkemin ormanları yangın ile talan ediliyor, anında müdahale etmek için hala uçak tartışması yapılıyor, sonrasında çıkıp dünyanın güçlü ülkeleri arasındayız deniliyor. Yapılan eleştirilere ise yangını siyaset malzemesi yapmayın diye tepki gösteriliyor. Yangın değil bu alanda yapılan yanlışlar eleştiriliyor, bir türlü yangın uçağı alamayan irade elbette eleştirilecek. Açık açık diyorum, milleti kandırmayın arkadaş. Orman yangınlarını önlemede sınıfta kaldınız.

TARİH UNUTMAYACAKTIR

Olan ise gariban milletin malına mülküne ve canına oldu. Bu işler lafla, ceklerle caklarla olmuyor, uçaklar nerede? Ondan haber vermek gerek. Bir hatırlatma daha yapayım Atatürk’ün kurduğu kurumu geliştirip büyütme yerine yerle bir edip kayyuma teslim ettiniz, onlar ise düğüne gitmekten fırsat bulup uçakların tamirini bile yaptıramadı. Bir kişi de çıkıp sormuyor bugüne kadar neden yapmadınız? Ülkemizde tarih boyunca bu kadar büyük yangın yaşanmamıştır. Bunun sebebi ülkemin sınırlarının gelgeç hanına dönmesidir. İktidara yalakalık yapacağım diye ekranlarda ya da gazete köşelerinde içinde bulunduğumuz vahametin sulandırılmasına çanak tutanları da tarih affetmeyecektir. Bakıyorsun Cenevre Sözleşmesi gibi konulara dalıp göçmenler konusunda ahkam kesiliyor. Hukuki, kültürel boyutu gibi süslü laflar ile göçmenler konusu sulandırılıyor. Doğru bir tane kardeşim, herkes yoluna denilecek, geleni kendi ülkesine göndereceksin. Türkiye göçmenlerin toplanacağı yer değil. Göçmenlere statü vermek gerek diyor. Ne statüsü kardeşim? Savaştan kaçmışlar. Kendi ülkesini korumaktan kaçan korkaklara ülkemde rahat hayat mı sunacağız? Beyler, ülkemizde yaşanan olayların arkasında yavaş yavaş göçmenlerin olduğuna şahit oluyoruz. Artık her taşın altından bunlar çıkacak bilesiniz. Lamı cimi yok arkadaş, sınırına sahip çıkacaksın, ülkeme sokmayacaksın. Sınırları açtık da ne oldu? Gelenler ülkemizi ve milletimizi sabote etti, hatırlayın büyük kentlerdeki saldırıları, patlamaları ve kaybedilen canları.