SON DAKİKA
SON DAKİKA


Sarıklı cübbeli amiral’i kim koruyor?
25.05.2021

Gündem sürekli değişip duruyor. Arada kaynayan önemli konular unutturuluyor. Biz de hatırlatalım dedik, cübbeli amiral konusu ne oldu, bayram bitti neredeyse ikinci bayram geliyor. Sırtında şanlı ordumun üniforması ile tarikat evine gidip, cübbe giyip sarık takan amiral ile ilgili bugüne kadar hep oyalama taktiği uygulanıyor, soruşturma bayramdan sonraya kaldı denildi, soruşturmadan hala ses çıkmadı. Bu incelemenin uzatılmasından iktidar partisinin tabanı bile rahatsız. Hala oyalama taktiği yapılıyor.

Halk amiralin tarikat merkezine gitmesini doğru bulmayacağını söylüyor, göz bebeğimiz olan ordumuzun bağlı olduğu Milli Savunma Bakanlığımız aradan aylar geçmesine rağmen bir yaptırım uygulamadı. Bir vatandaş olsa anında kodese tıkılırdı, kim koruyor bu amirali, ne hikmetse bu amirle gerekenin yapılmaması için başlatılan inceleme bir türlü sonuçlanamıyor. Yapmayın Allah aşkına yapmayın, milletin aklı ile dalga geçmeyin. Son olarak herkesin kafasındaki ‘Sarıklı amirali kim koruyor?’ sorusunun cevap beklediğini belirtmek isterim.

TEK DERT COVİD-19 MU

Pandemi nedeniyle artan yoksulluk emekçileri daha da yoksullaştırdı. Yıllar boyu dünyada emek, emekçinin imkanlarının ellerinden alınması ile oluşan sömürü sınıfı unutmasın ki bir gün bu dünya düzen değişecek.

Sosyal yardımlarla ayakta duran garipler ile emekçiler bu dünyayı yakar bilesiniz. Sadece onlar mı küçük esnaf yaşananların farkında. Milyonlarca insanın sorumlusunun sistem ve ülkeyi yönetenler olduğunu iyi biliyor garipler ve emekçiler. İnanın derinleşen ve yaygınlaşan yoksulluk karşısında garipler, esnaflar başını iki elinin arasına alarak ayakta kalmak için çare arıyor. Çare bulamazlarsa yaşanacaklardan bunları görmeyip hala her şeyi güllük gülistan göstermeye çalışanlar olacaktır.

Toplum ikiye bölünmüş durumda. Sağlığından, geleceğinden, kazancından, işinden, aşından endişe edenler bunları kaybedenler bir tarafta kümelenmiş durumda. Diğer tarafta ise ülke nüfusu içinde yüzde 2’lik bir kesime denk gelen iktidarın elitleri var. Bu durumda pandemi döneminde yaşanan büyük adaletsizliği gözler önüne sermesiyle ortaya çıktı. Bu adaletsizlik içerisinde emekçiyi, garipleri, gençleri görmeyen siyaset olmaz hatırlatırım.

Sözü salgından açmışken, her gün Kovid-19 vakaları açıklanıyor, millet ise diğer hastalıkların istatistiklerini de merak ediyor. Sanki tek dert Covid-19 gibi lanse ediliyor. Dalga geçer gibi her gün virüs ile rakamlar açıklanıyor. Türkiye’nin sağlık alanında tek derdi bu mu, diğer hastalıktan hayatını kaybedenlerin sayısını açıklayın şeffaf olarak diğer hastalıkların istatistiklerini de bakalım ülkemizde durum nasıl.

İSTEDUK YAPACAĞUK

Doğaya verilen zarara karşı tepki gösterenlerin seslerine kulak verilmeden, isteduk yapacağuk denilerek, ormanlar başta olmak üzere ne kadar yeşil alan var ise üstüne beton kondurmaya devam ediyoruz. Vatandaş kendi arazisinde kiracı gibi muamele görüyor, asırlardır bozulmayan doğa yeraltı, yerüstü maden taş delinerek harap ediliyor. Yok olan ormanlarımız ile birlikte hayvanlarında neslinin tükenmesine alet olmaya devam ediliyor.

Filozof Steven Best, “Bizler karanlık, rahatsız edici zamanlarda yaşıyoruz: savaşlara, soykırıma, terörizme, küresel kapitalizme, sınır tanımayan militarizme, bugüne dek benzeri görülmemiş bir devlet gözetimine ve baskına, sallama bir terörizme karşı savaş nidasıyla muhaliflere karşı girişilen saldırılara ve türlerin yok oluşu, yağmur ormanlarının tükenişi ve küresel ısınma gibi çeşitleri olan ekolojik bir krize tanık oluyoruz.

Bilim adamları küresel ekolojik krizde, geriye dönülmez bir noktaya varmak üzere olduğumuz konusunda insanları uyarıyor. Çoğu bilim adamı da, buzulları suya ve ormanları da çöllere çeviren katastrofik değişimlerin meydana gelme hızından dolayı ciddi bir şaşkınlık yaşıyor.

Klasik bir şekilde söylemek gerekirse, birisi kalkınma kelimesini söylediği an, aklımı yitiriyorum. En kötüsü ise kalkınma; hırs, sömürü, soykırım ve insanların, hayvanların, biyolojik çeşitliliğin şirket-militarizm makinesinin devasa tekerlekleri arasında ezilmesinde bir suç aleti olarak işlev görüyor. Kalkınma kelimesi olsa olsa, milyonlarca insanın hayatta kalmak için debelendiği bu gerileme çağında zalim bir şaka olabilir” sözleri işlenen çevre ve hayvanların kalkınma sözcüğünün arkasına sığınılarak nasıl yok olduğunu anlatmış.

Bugün çevreye verilen zararın kalkınma adı altında yapılmasının artık inandırıcılığını yitirdiğini, taş ocaklarının, maden ocaklarının kalkınma adı altında açılmasına bu nedenle dur demek gerek.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap