Türkiye bir sabah 104 emekli amiralin yayımladığı bildiriyle
uyandı. Sonrasında kızılca kıyamet koptu. Hep birlikte böyle bir bildirinin
kabul görmeyeceğini söyledik. Ardından yargı harekete geçti, emekli amiraller
gözaltına alındı, mahkemeye çıkarıldı ve serbest kaldılar. Bir kısmı ifadeye
çağrıldı, evlerinde aramalar yapıldı. Günlerce koşuldu, yazıldı, çizildi bu
olay.
Hatırlayın aynı tarihlere denk gelen Deniz Kuvvetli
Komutanlığı’nda görevli tuğamiral olduğu öne sürülen bir ismin tekkede cübbeli
ve sarıklı fotoğrafları ortaya çıktı. Üniforması ile tekkeye giden amiralin
akıbetinin üzeri örtüldü. ‘O görüntüyü kabul etmiyoruz’ denilerek işin içinden
çıkıldı. Kimden korkuldu, kimden çekinildi de bu amiral ile ilgili yaptırımlar
hayata geçirilmedi.
Milli Savunma Bakanlığı soruşturma başlatmıştı, akıbetini
bilen var ise beri gelsin. Kamu kurumlarında ayağı azıcık yan basan oldu mu
hemen açığa alıp müfettiş üstüne müfettiş, ardından görevden almalar ve
yargılamalar serüveni başlar. Gelin görün ki sarıklı cübbeli amirale dokunan
yok.
Emekli amirallerin bildirisi sonrası kıyamet kopartanlar
görevli bir amiralin sarıklı cübbeli görüntüleri ile ilgili çıt çıkmıyor. Göz
bebeğimiz Deniz Kuvvetleri’nde bu amiral ile ilgili soruşturma yapıldı, ne ceza
verildi ne de disiplin notu düşüldü. Bu amiralin yazılanlara bakılırsa cemaatçi
olduğunu bilmeyen yok. Bir tek bu amiralden sorumlu olanlar bilmiyor herhalde.
FETÖ başımıza bela oldu, akıbetinde acılara boğulduk. Büyük
Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Laik Türkiye
Cumhuriyet’in temelini dinamitlemek için harıl harıl çalışan bazı cemaat ve
tarikatların hain FETÖ’den doğan boşluğu doldurduğunu bu amiralin görüntüsü ile
söylemek mümkün.
Arkadaş tarikat ve cemaat yapılanmasının ülkeye faydası
olmadığını hala anlamadınız mı, bugün bunlara yol veren, göz yumanlar yarın
FETÖ’nün yaptığını yapacaklarını unutmamalı. Göz bebeğimiz Türk Silahlı
Kuvvetlerimizi tarikat ve cemaat ilişkileri ile gölge düşürenlere gelin fırsat
vermeyin, yarın bunların ilk tetik düşüreceği, ya da sandalyesini altından
alacağı kişiler bu imkanı tanıyanlar olacaktır. Vatandaş merak ediyor, sahi bu amirale
ne oldu?
AÇTIM KAÇTIM
Son günlerde gri pasaportla yapılan insan kaçakçılığını
konuşuyoruz, soruşturmalar açılıyor, herkes bu konu ile ilgili yorum yapıyor.
Hizmet damgalı pasaport kullanarak binlerce eurolar ödeyip yurt dışına
kaçanların, “Çok şükür karnımız doydu. İş, aş yok kaçmayıp da ne yapacaktık?
Şimdi köyüme para bile göndermeye başladım” sözlerini irdelemiyor.
Bu insanları yurt dışına kaçmaya iten nedenleri umarım
ilgilisi, yetkilisi masaya yatırıp iyi analiz eder. Bir insan ülkesini neden durup
dururken terk etsin ki, çareleri tükenenler çareyi kaçmakta bulmuşlar.
Bu insanları kaçmaya sürükleyenlerin hiç mi günahı yok, hiç
mi sorumluluğu yok? Buradan herkesin dikkatine sunuyorum, yapılacak
soruşturmalar sonucunda bu işte parmağı olan memurlar ceza alır, gerisi gelmez.
Bütün suçlar onlara yüklenir ve her türlü hakaret onlara yapılır ama kaçanların
kaçmasına neden olanlar yine işin içinden her zaman olduğu gibi günahsız olarak
çıkar.
ATATÜRK SAĞLIK İÇİN NE DEMİŞ?
Maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymayanların
sorumsuzlukları aldı başını gidiyor. Aşı niye gelmedi diye tantana yapıldı, aşı
geldi, şimdi de aşı olmayacağım diyenler artmaya başladı, ikna turları
düzenlemeye başladı. Arkadaş, her gün ölüyoruz, sen ölmezsen bir yakının
ölüyor, neden kurallara uyulmadığı ve aşı olunmadığı için. Bir başkasının
hayatını çalan bu mazeretlerin arkasına sığınanları vicdanları ile baş başa
bırakıyorum
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sağlık ve sosyal yardım
konularında dile getirdiği şu sözleri önemi salgın belasını yaşadığımız bu
günlerde bir kez daha herkese hatırlamakta fayda var. Atatürk 1922 ve 1924
yıllarında “Milletimizin sağlığının korunması ve kuvvetlendirilmesi, ölümün
azaltılması, nüfusun artırılması, bulaşıcı ve salgın hastalıkların etkisiz hale
getirilmesi, bu yolla toplum bireylerinin dinç ve çalışmaya yetenekli bir halde
sağlıklı vücutlar olarak yetiştirilmesi. Nüfusumuzun korunması ve artırılması
amacını önemle göz önüne koyarım. Halk sağlığı için esaslı olarak göz önüne
alınan önlemler durmaksızın daha iyi duruma getirilmeli ve genişletilmelidir.
Verimli ve doğurgan olan Türk milletinin sürekli ve bilimsel sağlık özenine
erişince Türk vatanını hızla dolduracak ve şenlendirecek kuvvette olduğuna
kimsenin şüphesi yoktur” sözlerini bugün sağlıkta söz sahibi olan yetkililere
hatırlatmak isterim. Atatürk’ün bu ifadelerini demek ki hiç okumamış sağlığı
yönetenler, okusalardı 99 yıl önce Türk milletinin sağlığı için yapılması
gerekenleri hayata geçirirlerdi ve millet bugün bu beladan kısa sürede kurtulurdu.