Siyaset sahnesinde rol alan parti liderlerinin kendilerine
alternatif yetiştirmediği söylense de, ülkemizde maşallah bu konuda sıkıntı
çekmedik. AK Parti’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra sıra kime
gelir sorusunun cevabı, Süleyman Soylu çıkmış.
Partinin bünyesine sonradan katılan ama tam katılım gösteren
Soylu’nun gösterdiği performans ve Erdoğan’a bağlılığı ona bu yolu açar mı
derseniz, AK Parti’nin mevcut yapısı içerisinde o kadar şahin var ki, o koltuğa
Soylu’yu oturtmazlar. Çünkü tabanın değil, tepenin aktörleri bu konuda karar
veriyor. Hatırlayın Cumhurbaşkanlığı seçimini ve başbakan atamasını. CHP’de ise
Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğu için ilk adayın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu
olduğu söylense de üst üste sayısız seçim kaybeden Kılıçdaroğlu’nun gitme
kararı vermesi, şimdilik mümkün görünmediği için, bu beklentinin cevap bulması
şu an için olası değil. Yapılan anketlerde kendi ismi partisinin oy oranının
üzerinde çıkan Kılıçdaroğlu, kolay kolay bırakmaz, CHP de muhalefetten
kurtulmaz. Parti içi sorunlar çözüm bulmaz, hizip kazanı daha fazla alev
alırsa, CHP’de lider değişimi olabilir.
MHP’de Bahçeli’nin koltuğuna Semih Yalçın ilk aday olarak
gösteriliyor. Türkiye’nin her alanda emniyeti olan MHP’nin son dönemde her ne
kadar sahip olduğu ilkelerden uzaklaşıp tabanının sesine kulak vermemesi lider
değişimini getirir mi derseniz, getirmez. Çünkü iktidar partisi ile yol
arkadaşlığı yapan parti lideri Devlet Bahçeli’nin veda etmesi çok zor. Şimdilik
nasıl olsa iktidar ile her şey güllük gülistanlık gidiyor.
Parti tabanının yaşanan ekonomik sıkıntılar karşısında
gösterdiği reaksiyonu görmeyen, her fırsatta iktidar partisinin savunmasını
yapan Bahçeli’nin bugünkü tabloda, kolay kolay koltuğu bırakmayacağını söylemek
gerek.
İYİ Parti’de Meral Akşener’den sonra Yavuz Ağıralioğlu,
Koray Aydın, isimleri sıralanmış durumda. Akşener bırakmadığı sürece hiç kimse
liderliğe heveslenmesin. İYİ Parti bugün yüzde 10 üzerinde oy alır diye
görünüyorsa bunun nedeni Akşener’dir.
İYİ Parti’ye de CHP’nin hastalığı olan hizip bulaşmış
durumda. Hariçten gazel okuyanların sayıları artmaya, istifa edip gidenler
olmaya başladı. Siyasette akıllı yol izleyen Akşener’in partisi, seçimlerde
Mecliste sahip oldukları sandalye sayısından fazla kazanamazsa tartışılır.
Tüm bunlar ülkemizdeki fotoğrafın yansıttıkları. Bir de
dünyadaki gelişmelere endeksli bu tabloyu değerlendirmek gerek. ABD’nin yeni
başkanı ile birlikte yeni bir dünya düzeni kurulacak gibi görünüyor. İşte bu
düzende kendine yer bulan mı devam eder, bulmayan mı hep birlikte göreceğiz.
CEP DELİKTİ ŞİMDİ KESELER DELİNDİ
Koronavirüs salgını nedeniyle uygulanan sokağa çıkma
kısıtlamasının, milletin sırtına yüklediği yük, gittikçe ağırlaşmaya başladı.
Küçük esnafından büyüğüne ve iş insanına kadar etkilenmeyen alan yok. Millet
kısıtlama sonrası keseden yemeye devam ediyor. Eskiden cep delikti, şimdi
keseler delinmeye başlandı.
Kimse alınmasın gücenmesin, ekonomi kötü gidiyor, bunun
örneğini de enflasyon rakamında gördük. O rakam kağıt üzerinde, bir de çarşıda,
pazarda olan enflasyon var ki sormayın gitsin. Mutsuz, kaygı duyan milletin
yüzde 70’e yakını ekonominin kötü gittiğini söylüyor.
Yapılan araştırmada ilginç olan rakam ise, MHP seçmeninin
yüzde 66’sı ekonominin kötü olduğunu belirtiyor. İktidar partisinin memnuniyet
oranı ise yüzde 43 civarında. Bu rakamlar önümüzdeki zaman diliminde ekonominin
daha da kötüye gideceğinin işaretidir. Şimdiden herkes önlemini almalıdır.
Laflara değil, imkanlarınıza bakarak yol haritası çizin, çizmezseniz yarın suçu
kimsede aramayın. Sizi iktidar ya da muhalefet kurtaramaz.