Salgınla mücadelede ipin ucu kaçtı, eğitimde işler
arapsaçına döndü. Uzaktan eğitimle öğrencilerimize ders verilecek dendi, bu
amaçla EBA sistemi hayata geçirildi. Üç gün sonra sistem çöktü. Ardından
internet ve bilgisayar sorunu patlak verdi.
Birçok evde internet, bilgisayar, televizyon olmaması
nedeniyle öğrenciler derslerden uzak kalmaya başladı. Milyonlarca öğrenci
uzaktan eğitime erişemezken, bir öğrencinin “Derslere internet kafeden
giriyorum, saati 4 lira. Daha param yok” şeklindeki isyanı gündeme oturdu.
Duyan var mı? Yok! Zira bugüne kadar hangi isyan duyuldu ki?
Bir taraftan ekonomide pembe tablo çiziliyor, diğer taraftan
milyonlarca öğrenci eğitim hakkından yararlanamıyor. Eğitim konusunda
ekranlarda öyle süslü sözler dile getiriliyor ki sanki her şey toz pembe.
Derslere katılım yüzde 50’nin altında, bunu gören, duyan
yok. Derslere katılamayan öğrencilerin sayısı ise küçümsenmeyecek kadar büyük,
çare üreten yok. Uzaktan eğitim için gerekli altyapı ülkemizin en ücra köşesine
kadar sağlamadan eğitim startı verildi. Sonuçta milyonlarca öğrenci eğitimden
uzak kaldı.
Aklıma ailelere “Üç çocuk yapın”, “Dört çocuk yapın”
önerilerinde bulunulduğu günler geldi. Millet üç-dört çocuk yaptı. Bu çocuklar
bugün eğitim alacaklar, evde internet yok, ya da var ancak üç çocuk var,
dersler çakışıyor. Dedim ya o kadar süslü sözlerle uzaktan eğitim anlatıldı ki
yaşanan bu zorluklar hesaplanmadı.
Bu arada ilginç ve üzüntü veren bir başka konu ise daha
trajik! Uzaktan eğitime katılabilmek için veliler çocuklarını yurtlara
yerleştirmeyi düşünüyor ancak bu yurtların tarikat ya da cemaat yurdu olup
olmadığından emin değiller.
Sadece öğrencilerimiz mi sıkıntıda, ya öğretmenlerimiz?
Onların içlerinde de gerekli donanıma sahip olmayanlar olduğu söyleniyor.
İnternet bağlantısı, bilgisayar, tablet var mı yok mu soran yok. Bu kadar
karmaşa içerisinde süren eğitimde başarı nasıl yakalanacak onu merak ediyorum.
Öğrenci ve öğretmen sayımız belli olmasına rağmen hayata
geçirilen sistem aksıyor ya da yetersiz kalıyorsa demek oluyor ki Milli Eğitim
dersine iyi çalışmamış. Ekonomik zorluklarla mücadele eden veliler kara kara
düşünüyor, bu işin içerisinden çıkmak için hangi kapıyı çalacaklarını şaşırmış
durumdalar.
Bunları söyledik diye kızmayın, bakın Muğla’nın Marmaris
ilçesinde Cumhurbaşkanlığı konutuna 7 kilometre uzaklıktaki Tuzla Mahallesi’nde
elektrik, su, yol, internet yok, cep telefonları çekmiyor. Bu mahalledeki
çocuklarımız ne halde tahmin edersiniz.
“81 İlden 81 Yıldız” projesinin Muğla temsilcisi olarak
zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün huzuruna çıkan Gül Kaya, elektrik sözü
aldığını ama sözün yerine getirilmediğini belirterek, duygu yüklü cümleler
kurdu: "Biz Cumhurbaşkanımızın komşusuyuz. Orada geceleri tüm ışıklar
sabahlara kadar yanıyor ve etraf gündüz gibi. Her yer pırıl pırıl. Ne olur o
lambanın bir tanesini de bize yaksalar? Devletimizin başında lambalar yanıyor
ama bizim tek bir ışığımız yok. Bizim ışığımız sönük, içim kan ağlıyor.
Canıma tak etti artık. Bir tane çamaşır makinem olsun. Buzdolabım olsun. Ben de bir bardak soğuk su içeyim. Yazın yal gibi su içiyoruz. Gidecek başka yerimiz yok. Marmaris'ten buraya soğuk kola ya da meşrubat getirmek için arabayla gidersen 50-60 lira mazot yakıyorsun. Bir o kadar da 4 kalıp buz için para ödeyeceksin. 7-8 liralık kolayı 100 – 120 lira masrafla içmiş olacaksın. Böyle bir şey var mı?"