Seçim bitti, geçim derdi başladı dedik; ne duyan var ne
işiten, varsa yoksa Trabzonlu Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı meşru seçimi
sulandırıp İstanbul’u geri alma senaryoları ile gündem saptırılıyor.
Mutfaktaki yangın, delik cepler kimseyi ilgilendirmezken önümüzdeki
hafta milletin cebinden Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi köprüleri, Avrasya
Tüneli, İstanbul-İzmir ve Kuzey Marmara otoyolları için 3 milyar 650 milyon TL
ödeme yapılacak.
Bunları gündem arasında kaynatmamak gerek. Vatandaş
geçmediği köprünün ve otoyolların parasını cebinden yap işlet devret modeli ile
ihale edilen firmaya ödeyecek. Çünkü bu firmaya garanti para taahhüdünde
bulunuldu. 'Garanti geçişler sağlanamazsa geri kalanı hazineden ödeyeceğiz'
denilmiş. Bu ulaşım yerlerinden geçiş ücreti döviz olarak belirlenmiş bir de.
Hani ülke olarak bütün ithalat, ihracat işleri Türk Lirası üzerinden
yapacaktık.
Ödeme işlemi önümüzdeki hafta yapılacak, sorun yokmuş, para
hazırmış. Vay be millet inim inim inliyor, evine gıda, sebze, ekmek
götüremiyor, bunlar yetmemiş gibi geçmediği köprü ve yolların parasını ödemeye
mahkum ediliyor.
Para hazır açıklaması büyük meziyetmiş gibi de açıklanıyor.
Kimin parasını kime veriyorsunuz Allah aşkına? Millet yoksulluk çadırlarına
mahkum olmuş, bu yetmiyormuş gibi bir de bu parayı ödeyecek. Yazık günah! Bu
nasıl anlaşma? O ki bu para milletin cebinden ödenecekti, neden devlet kendi
yapıp ödeyeceği bu artı parayı kasasında tutmadı? Tutar mı canım, zenginin daha
zengin, milleti daha yoksul yapmak varken?
Sevgili okurlar, millet olarak aldığımız nefes hariç her
şeyin bedelini ödüyoruz. Öde öde bitmiyor, bir eli yağda, bir eli balda
olanların kılı kıpırdamıyor, ülkeyi yönetenler ise milletin derdine derman
olmuyor. Yaşananlara bakınca insan ne kadar bereketli ülkeyiz, harca harca bitmiyor
diyesi geliyor insanın, ama harcanan paranın vatandaşın parası geliyor. Nasıl
olsa vatandaşın cebinden çıkıyor ve kolay harcanıyor, ah bir de yapılan bu
harcamalar bu anlaşmaları yapanların ceplerine dokunsa neler olur acaba
dersiniz? Sonuç olarak haydi pamuk eller cebe, geçilmeyen köprünün ve yolun
parasını ödemeye!