Vah benim ülkem ah! Ah benim milletim ah! Nedir bu çektiğimiz?

Ekonomik kriz aldı başını gidiyor. Altta kalanın canı çıksın deniliyor. Enflasyon almış başını gidiyor, mutfaklar alev alev yanıyor. Cepler delik, kuruş kalmıyor. Yoksulluk sınırında millet yaşam mücadelesi veriyor. Duyan yok.

Diğer taraftan milletin vekilliğini alan hükümetin harcamaları almış başını gidiyor. TBMM Başkanlık Divanı üyeleri için kiralanan 66 araca aylık bir milyon lira ödeniyor. Kamuda tasarruf yapılacağını beyan eden hükümetin yeni araç kiralamak için ihaleye çıkması ilginç değil mi?

Kiralanan sürücüsüz 66 araç için 1 milyon 187 bin 200 lira takır takır ödenecek. Meclis'e 2 yıllık maliyeti 29 milyonu buluyor. Ne güzel di mi? Millet perişan, Meclis Başkanlık Divanı üyeleri 2019 model araçlar kullanıyor.

Durun bitmedi! Kiralanan araçlar için '2019 model, sıfır kilometre, dört silindir dizel, benzinli veya benzin-elektrikli hibrit motor, yol bilgisayarı' gibi özellikler istendi. 38 araç için ise 'tam otomatik klima, deri döşeme, ısıtmalı koltuklar' gibi özellikler istenmişti. Alkışlar beyler alkışlar! Böyle devam!

Yenilenen İstanbul seçimine günler kala bölücübaşı Öcalan’ın kardeşi olan ve kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ın TRT ekranına çıkarılması tartışılmaya devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Şehit Anaları Derneği Pakize Akbaba’ya 2017’de yaptığı konuşmadan dolayı hakaret davası açıldığı ortaya çıktı. Adalet Bakanlığının 07.03.2019 tarihinde kovuşturma izni verdiği öğrenildi.

Akbaba, “Ben şehit anasıyım. Siz benim konuşmamı suç olarak mahkemelere taşıyorsanız eğer, kırmızı bültenle aranan, 74 şehidin katili Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılıp konuşturulmasını, bebek katili Apo’ya mektup yayınlatmanızı ne yapacağız? Bu suç değil mi? Bu şehitlere saygısızlıktır, şehitlerin anasına, eşlerine, çocuklarına da hakarettir” dedi.

Dedi de ne oldu, şehit anasına mahkeme tutanağını uzattılar. Bakın şehit annesi neler demiş: “Ben dört duvar arasında çocuğumun hasretini dindiremiyorum, sen gidip şehitlerimizin katilini baş tacı yapıyorsun. 

Siz kimin hükümetisiniz? Kime çalışıyorsunuz? Adalet Bakanı’na soruyorum: Askerin başına çuvalı ben mi giydirdim? Habur’da PKK’lıları alkışlayarak ben mi getirdim? Çadır mahkemesini ben mi kurdum? Hangi adaleti savunuyorsun? Benim vergilerimle maaş alıp millete edepsiz diyen Bülent Arınç’ı neden yargılamıyorsun? 

Kozmik odayı FETÖ’ye açtıran Arınç değil miydi? Meclis'te bir sürü FETÖ’cü var. Hiçbirine dokunulmuyor. Damatları, çocukları hepsi saltanat içinde. Evladımın hasretiyle yandığım yetmiyor, bir de şehitlerin katilini ekrana çıkarıyorsun, sonra da haberim yok diyorsun.” 

Şehit annesinin bu söylemlerinden sonra yorum olmaz, buyurun hep birlikte düştüğümüz durumun tespitini yapın.