Bu aralar sosyal medyada bir karpuzcu kardeşimizin videosu izlenme rekoru kırıyor. Ekmek parası için farklı yollara sapmadan namusu ile para kazanıp evine ekmek götüren karpuzcunun söyledikleri biliyorum ki milyonların gönlünden geçen sözler.

Acıma, vicdan duyguları son dönemlerde ayrıştıran, tokuşturan, ötekileştiren bir anlayışı millete empoze eden Cumhur İttifakı'nın yarattığı erozyon devam ediyor. İş bulamayıp, sokaklarda aylak aylak gezmek yerine kıyısından kenarından hayata tutunmak adına uğraş veren gencin karpuzlarına el konulup yerlere saçılması ise can yaktı.

Karpuzcu genç yaşadıklarını videoya çekerek yayınladı. İktidarın belediyelere yansıyan anlayışının vatandaş üzerindeki baskısını o videoda genç kardeşimiz anlatmış: "Ben vatan haini olsam, bu kadar şeyi yapmazdınız. Satacağımız bu karpuzlarla 9 çocuğa ekmek götürüyoruz biz. Ekmeğimizle oynuyorsunuz, hiç mi vicdanınız yok? Yazık günah değil mi bunca parçalanan karpuzlara? Biz bunları satabilmek için devlete 2.500 lira civarında vergi ödedik. Şimdi giden paralara ne olacak? Allah'tan korkun! Hırsızlık yapmıyorum."

İnsan düşünüyor, kendi ülkesinde mücadele etmekten kaçanlara ülkemizin kapısını açıp 81 vilayette cirit atmasına göz yuman anlayış, onlara ödenen paralar nedeniyle belki de işsiz kalan bu karpuzcu kardeşimizin ekmeğini yerle bir etti.

İşte bu kardeşimizin sitem olarak dile getirdiği sözlerin karşılığı sizlerde var mı yok mu? Yine karpuzcu delikanlının dediği gibi vicdanlarınızı da sorgulayın. 9 çocuğuna ekmek getirmek için mücadele eden bir kişinin tezgahını yerle bir eden anlayış işçiyi, emekliyi, memuru, çiftçiyi, iş insanını nasıl düşünsün ki?

Bakın CHP’li Veli Ağbaba Cumhurbaşkanlığı örtülü ödenek harcamasının 250 bin öğretmen ve hemşire maaşına denk geldiğini söylemiş. Hal böyle iken tabii ki karpuzcunun tezgahını dağıtacaksınız. Sıkıysa bunun hesabını sorun! 

Cumhurbaşkanlığının örtülü ödenekten 5 ayda bir milyar liradan fazla harcama yapıldığını söyleyen Ağbaba, memurların yüzde 6’lık zamla, emeklilerin yüzde 5’lik zamla yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum bırakıldığına ve ülkemizde yoksulluk sınırının 8 bin lirayı aştığına dikkat çekmiş.

Nasıl olsa yukarısı ve yandaşları bu sıkıntıyı hissetmiyor; millet vergisini veriyor, yetmezmiş gibi zamları da cepten ödüyor, yeter ki, örtülü ödenek eksik kalmasın. 

Hadi hayırlısı! 

Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler.