SON DAKİKA
SON DAKİKA


İkizdereli Kadınlar, Onlara İyi Bakın
6.05.2021

Rize’nin İkizdere ilçesi İşkencedere Vadisi’nde açılmaya çalışılan taş ocağına tepki gösteren yörenin kadınlarının verdiği mücadelede kadınlar ön safta. Bir ağacın daha kesilmesine dahi izin vermemek için direnen eli öpülesi kadınlar.

Onların sesine kulak vermeyip ikinci taş ocağının açılmasına izin verilmesi yürekleri yaralamanın yanı sıra yeni bir doğa katliamına da yol açacak. İşkencedere’de yaşanan doğa katliamına direnen kadınları Mirza Arabacı şöyle anlatmış;

“En aşağılık alçaklar bu topraklardan çıktığı için, en yürekli yiğitler de bu topraklardan çıkıyor. Tabiatın da, toplumun da temel yasasıdır: Her şey değişir.
İnsan, hayvan, kuş, böcek-çiçek… Canlı ya da cansız her varlık değişimden nasibini alır.
Hiçbir şey yerinde saymaz.

Her varlığın değişime karşı boynu kıldan incedir; tek istisnası insandır. Değişime direnen insan, bazen saadetine, genellikle felaketine doğru yürür. Hikâyeler böyle anlatır; romanlar, şiirler, resimler… Müzik, hatta aşklar bile böyledir…
Değişim esastır. Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir.

Bu durum, şairin mısralarında şairane bir hüviyete bürünür:

‘… Kim bilir belki böyle bir akşam
Böyle bir akşam,

Heraklit alnını,

Yeşil gözlü zeytinliklerde akan,

Suya eğdi
Ve dedi:
- Her şey değişip akmada
Bu hal beni hayran bırakmada…

İkizdereli köylülerin, toprak, su ve haysiyet mücadelesini gösteren fotoğraflara bakarken, haberleri okurken hatırladım bu dizeleri… Nazım Hikmet’i, Benerci’yi…

Bir avuç yiğit insan!
Erkek, kadın!
Hele de kadınlar…

Bir kadın kesilmiş ağaç dallarını sırtına yüklemiş, onlara kıyamadığından söz ediyor ve şöyle diyor:
‘Bunun yaprağı, bunun gözyaşı kaşığınıza değecek…’

Kuşlar evsiz kalmasın diye, İkizdereli kadınlar ağaçlara çıkıyor, kendilerini ağaçlara bağlıyor…
Ama dünya yerle bir olmuyor.
Ama olacak!

‘…Gebedir her sükût bir yükselişe
Ne mümkün karşı koymak
Bu köpürmüş gelişe…’

Binlerce yıldır sürüyor bu kavga, daha da sürecek…

Bu kavgada binlerce kez yenildi, bahçeleri tarumar edildi, yıkıldı, yakıldı… Hatta asıldı, kurşuna dizildi, ‘belini doğrultamaz’ dendi.

Fakat ya yeni bir yol buldu, ya yeni bir yol yaptı. Anka kuşu gibi binlerce kez yeniden, yeniden… Küllerinden doğdu.

*

Hayat baharı karşılarken, mayıs bütün ihtişamıyla sökün etmişken, toprakta çiçek-böcek, havada kuş, denizde balık, gökyüzü… Tabiat muhteşemken kavgadan söz etmek…

Zor ve imkânsız zamanlar yaşıyoruz.

Bir yanda buhrana dönüşme eğilimi gösteren ekonomik kriz, diğer tarafta can alan salgın… Toplumun üzerine abanmış, nefes almasını engelliyor.

Toplum:
‘Kırk katır mı, kırk satır mı’ ikilemiyle karşı karşıya… Öfkeli ve çaresiz!
Burnundan soluyor.

Diğer tarafta, halkın can, mal güvenliğini, yaşam hakkını sağlamakla yükümlü olanlar, kibirli, vurdumduymaz ve ilgisiz…

Her itirazı polis-jandarma şiddetiyle, gözaltı ve hapis tehdidiyle engellemeye çalışıyor.
Her gün yeni skandala uyanıyoruz.
Akşam verilen karar sabah değişiyor.
Bir meşruiyet krizi yaşanıyor.

Tarihten biliriz.
Bu bir çıkmaz sokak!
Hiçbir iktidar, yönetici, tiran bu yöntemlerle iktidarını uzun süre devam ettiremez.
Bunlar da edemeyecek.
Bahar bunu biliyor.
Enseyi karartmayın
Ümit edin…
Çok kararırsa içiniz, tabiata bakın! Gül koklayın, lalelere, papatyalara, gelinciklere… Erguvanlara bakın!

Ve elbette:

İkizdereli kadınların meydan okuyan gözlerine, ‘biz buradayız’ diyen heybetli duruşlarına bakın!

Onlara iyi bakın.”

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap