Fatih Sultan Mehmet’in tablosunu İBB’nin satın almasının ardından tartışmalar başladı... ‘Tablo sahte, Fatih’in yanındaki Cem Sultan değil’ gibi fikirler öne sürülmeye başlandı. Ben konuyu biraz değiştirecek bir belge sunayım, bu belge ile ilgili ileri sürülen düşünceleri okuyup yeni bir tartışmanın odağına doğru gidelim. “

-Bu, Vahdettin'in Mustafa Kemal'i Anadolu'daki Türk direnişini engellenmesi için gönderdiğinin belgesi diyorum. ''İngilizler öyle sansın diye yapmıştır'' diyor!

-Bu, Vahdettin'in Mustafa Kemal hakkında çıkardığı idam fermanı diyorum. ''Ya ne yapacaktı, baskı altındaydı'' diyor!

-Bu, Vahdettin'in Mustafa Kemal'e suikast girişiminin belgesi diyorum. ''Onu desteklediği belli olmasın diyedir'' diyor!

-Bu, İstanbul Hükümeti'nin Kuva-yi Milliye'ye karşı kurduğu ordu diyorum. ''İngilizlerin güvenini kazanmak içindir'' diyor!

-Bu, Vahdettin'in Anadolu'da ayaklanan Türk halkını durdurmak için yaptığı girişimlerin belgesi diyorum. ''Rol icabıdır'' diyor.

-Meğer devletin başında Padişah değil, artist varmış. En sonunda anlıyoruz ki aslında Vahdettin ülkeden kaçmamış. Oyunculuk eğitimi için gitmiş(!)” Gibi söylemler dile getirilmiş, iddialarda bulunulmuş. Demek ki ülke olarak bu tür tartışmaları yapmaktan imtina etmiyoruz. Bu alıntı üzerinden kimler ne diyecek acaba.

Ülke olarak 15 Temmuz kalkışmasının sıkıntılarını hala yaşıyoruz. Kim FETÖ’cü, kim değil ayrışması yönünde tartışmalar sürüyor. Bu örgütle dirsek temasına geçenlerin ödüllendirildiği söylenirken kalkışma sonrası toplanan paralar ile ilgili tartışmalara bir yenisi eklendi. Hain kalkışmanın ardından başlatılan kampanya ile toplanılan paralar Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın açıklaması ile hazine kurumlar hesabına aktarılmış, 338 milyon 971 bin 731 lira olduğu belirtilen para erimeye başlamış. 7 aydır bu hesapta duran paranın faizini bırakın ana paranın 38 bin lira azaldığı ortaya çıktı. Yaşanan tartışmalara son vermek için iktidar bu parayı hakkedenlere zaman geçirmeden dağıtıp bu tartışmaya son vermesi gerekir. Neden bu para dağıtılmaz onu da kimse bilmiyor. Hain kalkışmada kim mağdur olmuşsa parada şartlarına göre dağıtılıp ülkemizin de bu tartışmadan kurtulması gerekir.  Bu kadar direnilmesi beraberinde ‘acaba para başka kaynaklara mı gitti’ diye sorular akla getiriyor. Bu para hak sahiplerine dağıtılmadığı sürece iktidar partisine her türlü yakıştırma yapılmaya devam edilecek, bu nedenle diyeceğim verinde kurtulun bu suçlamalardan.

Hain ve kalleş örgüt FETÖ’nün çaldığı hayatların yaptığı zulümlerin elbette tam anlamı ile bedeli bir gün ödenecek, ha bu dünyada, ha öteki dünyada. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti için mücadele veren Türkan Saylan’a yapılanları da unutmadık. Saylan’ın en büyük eseri olan ve çoğunluğu kız evlatlarımız olan binlerce çocuğumuza umut ışığı olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yaşadığımız bu salgın nedeniyle elde ettiği bağış gelirlerini sağlayamamakta. Derneğin başlattığı “Anadolu’da bir kızım var” kampanyasına herkesin destek olması gerektiğini düşünüyorum.

Bakıyorum da emekli maaşları ile ilgili öyle haberler veriliyor ki kızmamak elde değil. Yüzde 4.5 gibi bir rakam ballandıra ballandıra millete yutturulmaya çalışılıyor. Geride kalan sürece bir bakın bakalım en fazla zarar gören kesimlerden biri olarak emeklileri görürsünüz. Çok büyük para veriyormuş gibi emeklilere temmuzda verilecek zammı ikramiye ile birlikte verilecek gibi düzmece ifadelerle emekliye sanki ulufe dağıtıyormuş gibi sunan anlayışa yazıklar olsun. Zam yapılmayan ürün kalmadı. Fiyatlar aldı başını gidiyor, mutfaklar yangın yerine döndü emekliye yüzde 4.5 zam veriliyor. Emeklinin almayın ahını verin insanca yaşanacak ücreti de alın dualarını, yapmayacaksanız da milletin aklı ile dalga geçmeyi bırakın. Ayıptır ve yazıktır.