Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu hakkında verdiği “Seçme ve seçilme hakkı ihlal edilmiştir” kararı sonrası tartışmalar sürerken alt mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu karara karşı, “Yeniden yargılanmasına gerek yoktur” yönünde karar alması ortalığı daha da alevlendirdi.

Berberoğlu ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen yeniden görüş beyan eden mahkemenin kararı sonrası AYM Üyesi Engin Yıldırım, sosyal medya hesabından mahkemenin fotoğrafını paylaşarak “Işıklar yanıyor” ifadesini kullandı.

Ülkemizde geçmişte acılar yaşatan müdahalenin sloganı olan bu sözlerin paylaşımı tepkileri de beraberinde getirdi. Tepkiler ve ışıklar tartışması yapanlara hatırlatayım, Türkiye’de yanan bir tek ışık vardır, o da Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yaktığı Türkiye Cumhuriyeti ışığıdır. Bu ışıktan uzaklaşıp başka kapılarda macera arayanların akıbetlerini geçmişte gördük, bugün görüyoruz, yarın da göreceğiz. Hala tartışılan ve kökü kazınmayan 15 Temmuz’da FETÖ’nün ülkemize ve milletimize ihanet ettiğine şahit olduk. 

Bu tip karanlık düşüncenin ürünlerinin hortlama hamlelerinin de Atatürk’ün yaktığı ışığın ateşinde yanıp kül olmaya mahkum olduğunu söyleyeyim. Türk milletinin üzerine adeta bir güneş gibi doğan Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan sapanların düştüğü durumları da gördük. 

Bu nedenle milletçe uyanık olup Türk oğlu Türk Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda onun yaktığı çağdaşlaşma ışığının altında yürümeye devam edeceğiz.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin kurmaylarına “Milletvekili veya il başkanlarının akrabalarını partinin yönetimine koymamaya dikkat edin. Aşiretleşmeyelim” uyarısı yaptı.

Erdoğan’ın bu uyarısı dilerim bütün partiler için de örnek olur. Partisinde akrabaların yönetimlere konularak kadrolaşmaya gidilmesine engel olacak bu çağrının teşkilatlar tarafından ne kadar dikkate alınacağını hep birlikte göreceğiz. 

AK Parti’de teşkilatlara Erdoğan’ın gönüllere girilmesi konusunda yaptığı çağrıya istenilen ölçüde uyulmadığını geride kalan süreçte gördük. Gönüllere girmek, gönülleri kazanmak için adımlar atılması gerekirken, milleti ayrıştıran, kurum ve kuruluşları ötekileştiren bir anlayışın tam anlamıyla terk edildiğini söylemek mümkün değil.

Siyasetin temelinden gelen, teşkilat yapısını ve vatandaşın gönlüne girmenin yol ve yöntemlerini en iyi bilen örnek bir siyasetçi olan Erdoğan’ın bu çağrılarının geride kalan seçimlerde gerçekleşme olasılığının yüksek olmasının uzun soluklu bir iktidar olmayı getirdiğine hep birlikte şahit olduk.

Erdoğan’ın uyarısı sadece parti içerisinde yapılanma olarak yorumlanırsa yanlış yapılır. Bu çağrıyı il, ilçe teşkilatlarıile milletvekillerinin kamu kurum ve kuruluşları nezdinde de değerlendirmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim. 

Erdoğan’ın, partisine katılan 100 yaş üzeri dede ve ninelerin adreslerinin bulunmasını istemesi gönüllere girmenin en önemli yollarından biridir. Yaşlıların evlerini tek tek ziyaret etme isteğinin bir genel başkan tarafından dile getirilmesi, teşkilatların hangi kapıyı çaldığını, hangi kapıyı çalmadığını hatırlatması adına önemli. 

Küstüm oynamıyorum, seni sevemedim, gözünün üstünde kaş var diyerek başka tavırlara girip kendi geleceğini kurtarmak adına hareket edenlere Erdoğan’ın bu sözleri umarım bir şeyler hatırlatır. 

Bu çağrıların bir başka yönü de var... Erdoğan rüzgarı ile uçanların artık ayaklarının yere basarak partilerinin ve liderlerinin söylem ve eylemleri doğrultusunda hareket etmeleridir.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde adaylar konusunda gösterdiği yolda sadece kendisine şirinleri oynayanları masaya yatıracağını da belirtmek isterim.