SON DAKİKA
SON DAKİKA


Elektrik değil şirketler çarpıyor
14.12.2020

Salgının etkilemediği alan yok, işçisinden memuruna, sağlıkçısından esnafına iş insanına kadar herkes elde avuçtakini harcayarak ayakta kalmak için mücadele verirken; elektrik şirketleri faturalara ekstra yük bindirmekten geri kalmadı.


Elektrik satan bu firmalar, karşılama, ağırlama ve uğurlama masraflarını da vatandaşın faturalarına ekledi. Günlerdir iş yerleri kapalı olan esnaf, mevcut duruma karşı dimdik durmak için mücadele eden iş insanlarının sırtına elektrik şirketlerinin bu giderlerinin yüklemesinin sosyal devlet ile bağdaşan yanı yoktur.

Elektrik şirketleri, dernek aidat, ilan denetim, danışmanlık ve müşavirlik, dava, mahkeme, avukatlık, icra ve arabuluculuk giderleri, noter harcamaları gibi işletme giderleri artırılarak fatura hesabına dahil edilecek. Vay be ekmek elden su gölden emi.


Bunlar yetmezmiş gibi şirketler yapacağı haberleşme, seyahat ve konaklama harcamaları ile personel yollukları, odalara ödedikleri aidatlar ve büro harcamaları da vatandaşın elektrik faturasına ekleyecek. Atılan bu adım vatandaşı elektrik değil şirketler çarpmaya başladı dedirtir cinsten olmuştur.           

Dilimizden düşürmediğimiz refah ve sosyal devlet anlayışı ile bu adımı bağdaştırmak mümkün değildir. Hani biz sosyal devlettik? Vatandaşın nefes almasını sağlayacak tedbirleri almak, hayata geçirilmesi adına kolaylıklar sağlanması gerekirken bu şirketlerin fırsatçılık yapmasına göz yumulmaması gerekirdi.

Asgari şartlarda bile geçinemeyen insanların rahat bir hayat sürdürmesini sağlamak için verilen mücadeleler arasında elektrik faturalarına böyle bir kalemin eklenmesine sessiz kalınması manidardır.

Özel sektörün devlet tarafından desteklenmesinin sağlanması yerine yükün vatandaşın sırtına bindirilmesi eşitliğe gölge düşürmüştür. Salgın döneminde devletin işsizlere, az gelirli vatandaşlara sunduğu hizmet ağını genişleterek elektrik faturalarına yüklenen bu yükün azaltılmasına katkı koyması kaçınılmazdır.

Zor günler geçiren vatandaşın sırtındaki yüke ek olan bu uygulamadan umarım vazgeçilir. Bunlar yaşanırken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üretim, istihdam alanında adımlar atılacağını söylerken çiftçi ve esnafa yönelik kira dahil bir çok alanda düzenleme yapılacağının müjdesinin neler olacağını her kesim şimdiden merak etmeye başladı.


SU SAVAŞLARI YAŞANIR


Su ve kuraklık tehlikesi ile burun burunayız. Bir dönem ozan tabakasını deldik, oksijen azalması yaşadık denildi. 35 yıldır tartışılıyor. Bu deliğin kapanmaya başlandığı belirtilirken şimdi de su ve kuraklık sıkıntısı baş gösterdi.

Yeraltı kaynaklarının azalması, dengenin bozulmasında en önemli etkenin derelerin kurumasına neden olarak Hidroelektrik santralleri hep adres olarak gösterildi. HES yapabilmek için dere yataklarındaki suyu tamamen kullanmanın akış ve yapısının değiştirilmesi suyumuzun kalitesini bozduğu ve tutulan suyun buhar olup uçması su miktarının azaldığı yönündeki söylemlere hep sessiz kalındı. Sonuç olarak bugün kuraklık ve su sıkıntısının yaşanacağı gerçeği ile yüzleşmeye başlandı.

Bu gelişmeler ışığında kaybedecek zamanı olmayan Türkiye’nin en kısa sürede su politikasını belirlemesi kaçınılmaz bir gerçektir. Yıllar önce dile getirmiştim dünyada su savaşları çıkarsa kimse şaşırmasın diye. Öyle bir noktaya doğru gidiyoruz ki su adına devletlerin birbirleri ile olan ilişkileri ya da kavgaları su üzerine başladığında kimse şaşırmasın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap