SON DAKİKA
SON DAKİKA


Dikkat… Cezaevi Nüfusu İstikrarlı Şekilde Artıyor
13.11.2020

Ülkemizde her şeyin güllük gülistanlık olmadığını anlamak için ekonomi ile birlikte cezaevlerimize de bakmak gerek. 10 yılda cezaevlerindeki artış yüzde yüzü buldu. Bu gidişle yeni cezaevleri inşaatı furyası başlarsa şaşırmamak gerek.

Milletimizin cezaevlerine neden düştüğünü iyi analiz etmek gerek. Onları kader mahkumu yapmaya iten nedenleri iyi irdelemek gerek. Ceza infaz kurumunda 31 Aralık 2019 tarihindeki kişi sayısı, 2018 yılının aynı tarihine göre yüzde 10.1 artarak 291 bin 546 oldu. Bu gidiş çok ta iyi sinyaller vermiyor.

Ceza infaz kurumlarının 31 Aralık 2019 tarihindeki nüfusunun yüzde 84,1’ini hükümlüler ve yüzde 15,9’unu tutuklular oluşturdu. Bu kişilerin yüzde 96.1 erkek, yüzde 3.9'u ise kadınlar. 2019 yılı sonu itibariyle Türkiye'de 362 ceza infaz kurumu bulunuyor. 230 bin yatak sayısına sahip bu cezaevlerinde 60 bin 726 kişi çalışıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerinden yola çıkarsak ülkemizde her 100 bin kişiden 351’i cezaevinde, 12 ve üzeri yaşlarda ise her yüz bin kişiden 430’u cezaevinde. Bu doğrultuda da önümüzdeki yıl açılacağı söylenilen 91 adet cezaevinin inşaatı tüm hızıyla sürüyor. Dedim ya bu gidişle yeni cezaevleri ile ülkemizi demir ağlarla örme yerine adeta demir parmaklıklarla örmeye devam edeceğiz.

Ceza infaz kurumuna 1 Ocak-31 Aralık 2019 tarihleri arasında giren hükümlüler eğitim durumu ve işlenen suç sırası itibariyle değerlendirildiğinde; okuryazar olup bir okul bitirmeyenlerde yüzde 29,7, okuma yazma bilmeyenlerde yüzde 24,1,  ortaokul ve dengi meslek okulu mezunlarında yüzde 21,2 ve ilköğretim mezunlarında yüzde 15,6 ile hırsızlık suçu; lise veya dengi okul mezunlarında yüzde 13,5, ilkokul mezunlarında yüzde 13,0 ve yükseköğretim mezunlarında yüzde 8,1 ile yaralama suçu ilk sırada yer aldı. Bu tespitten yola çıkarsak uzun lafın kısası diyerek ortaya çıkan gerçek her şeyin başı eğitim olduğunu gözler önüne sermiştir.

YARGI MİLLETİN YARGISIDIR

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’den Plan Bütçe Komisyonu’nda dile getirdiği, “Yargı AK Parti’nin, babamızın, kendimizin yargısı değil, ülkemizin yargısıdır” sözlerinin altına imza atmayan olmaz. Ancak işin  böyle olmadığını herkes biliyor.

Alınan yanlış kararların sayılarından, yada neler olduklarından fazla söz etmeyeceğim, sadece Enis Berberoğlu ile ilgili yargıda yaşananları hatırlatmak isterim. Yaşanan çelişkinin bir türlü ortadan kalk maması millet nezdinde yargının sıkıntılı süreç yaşadığı gerçeğini görmek gerekir.

Bir gün yargı herkese gerekli olacak, bu nedenle iktidarlara, kişilere yada bir anlayışa ve düşünceye göre yargımızın şekillenmemesi ve karar almaması adına siyasetin yargının üzerinden elini çekmesi kaçınılmazdır.

Her şeye rağmen yargının bizlerin en büyük güvencesi olduğuna inanıyorum. Adalet dağıtan yargının bünyesinde bulunan herkesin kanunları vicdanları ile birlikte herkese eşit olarak uygulamaları tek dileğimdir.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap