Son dönemlerde askerlik süresi ile ilgili tartışmalar sürüyor. Askerlik kaç ay olacak, kimleri kapsayacak, bedelli ne oldu, paralı askerlik gibi konular ile göz bebeğimiz ordumuz sürekli gündeme getiriliyor. Askerlik süresini budaya budaya neredeyse üç aya indirecekler.

Ben askerliğimi 20 ay yaptım, benden önce 24 ay, 3 sene yapanlar oldu. Hiç kimsede bu süreden şikayetçi olmadı. Vatan görevi kutsaldır diyerek her evladımız bu görevi yapmak için gönülden kışlasının yolunu tuttu. Şimdi bu süreleri kısaltmak için mücadele veriliyor. Aklıma acaba ordumuz bu güçlenmesi yerine, güçsüzleştiriliyor mu sorusu diye gelmiyor.

Askerliği 6 aya indireceğiz, bütçeden kar edeceğiz. Olmaz olsun öyle bütçe. Ülken askerine harcanacak paranın hesabını sormaz, gerekirse ordusu için cebindeki son kuruşunu verir. Ülkemizde tasarruf edilecek alan kalmadı, satılacak mülk kalmadı şimdi sıra askerlik süresini kısaltıp kazanım elde etmeye mi geldi.

Bunu neden dedim diye sorarsanız, bakın 2014 yılında bedelli askerlikten 3.6 milyar lira toplayan hükümet bu parayla kamu kurumlarına makam aracı satın almış. Kim diyor ülkemizin yetiştirdiği en dürüst siyasetçilerin Trabzonlu Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi.

2011 yılında bedelli askerlikten toplam 2.1 milyar toplandığını soran Hamzaçebi, bu paranın şehit yakınlarına, engellilere, muhtaçlar ve gazilerimize verilmesi gerektiğini sordu. Bekle ki cevap gelecek. Sayıştay denetim raporunda 2014 yılında toplanan paralarla lüks makam araçları satın alındığını tespit etmiş.  Askerimiz üzerinden kazanılan paraların bu şekilde kullanıldığı raporda ortaya çıkınca 

CHP'li vekil, Meclis'e “Şimdi yeni bedelli yasasından gelecek paralarla da lüks makam araçları mı alacaklar” diye sordu. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan bu paraların nerelere harcandığı inandırıcı olarak açıklanır. Açıklanmazsa bu vebal ile nasıl yaşarlar onu bilemem.

TÜRK İNSANI ÜZÜLDÜ

İktidarın bedelli paraları ile lüks makam araç harcamaları raporlarla belirlenmesinin yanı sıra yaşanan yığınla olumsuzluk insanımızı üzmeye devam ediyor. Sorumlu birey olarak vecibelerini yerine getirmekten imtina etmeyenler ile ben vergimi veren bir vatandaşım diyene oluyor.

Ne mi oldu, yakın tarihte getirilen imar affı ile 13 milyon yapıya kayıt belgesi verilecek, diğer taraftan elinde tapusu olan vergisini ödeyen vatandaş ben bu vergiyi neden ödedim diye soruyor.

Yetmedi ülkenin dar boğazı sokulup mükellefleri çıkmaza sokan anlayışın mahkum ettiği 3 milyon 21 mükellefe af getirildi. Devlete 97 milyar borcu olduğu söylenilenlerde incelenmeyecek. Köprü cezaları affedildi, burada köprüden geçmeyip ceza yiyenler neyse ya diğerleri. 

İşte yaşanan bu aflar milleti üzüyor ve strese sokuyor. Sorumlu birey olarak vecibelerini yerine getirenler, vatandaşlık vazifesini yapmaktan imtina etmeyenler, bu haksızlığın yaşanmasına neden olanları vicdanları ile baş başa bırakıyor.