SON DAKİKA
SON DAKİKA


Batıyoruz...Yetişin!
26.11.2020

Salgında bakıyorum da bedel ödeyen hep iş insanları, esnaf, çiftçi, emekçi, memur oluyor. İktidarın masraflarına bakınca tek kuruş kısıtlama yok. Hala aynı tas aynı hamam misali harcamalarda kısıtlamaya gidildiğine yönelik bir adım göremedik.

Virüs vuruyor dedik, neredeyse bütün iş yerlerini kepenk indirecek duruma getirdik. Salgının önlenmesinde atılan adımları millet inanın yeterli bulmuyor. Elektrik, su, doğalgaz, kira vergi ödemeleri bel büküyor duyan yok. Hala yastık altındakini çıkarın diye millete çağrı yapılıyor. Arkadaş Merkez Bankası’ndaki zor günler için var olan sermaye bile tüketildi. Acı ilacı içmeye çağrılan millet bu tablo karşısında nasıl inanıp da o şurubu içsin.

Allah aşkına kalmadı para yok millette, hatırlayın geçtiğimiz aylarda da aynı çağrı yapıldı millet kefen parasını bile harcamak zorunda kaldı yeter ki ülke ekonomik nefes alsın diye. Ne oldu döndük başa. Milletten fedakarlık isteyenler öncelikle kendileri fedakarlık yapmak zorundadırlar. Kaç lamba söndü kurumlarda, kaç petek kapatıldı kurumlarda, kaç uçak hangara çekildi, kaç otomobil garaja çekildi?

Hatırlayın geçtiğimiz aylarda millete bedava kredi denildi, zorda olan saygıdeğer millet bankalara koştu aldıkları kredi ile biraz nefes aldı, ancak durum hiçte iyi gitmeyince millete kepenkleri indirttik salgın var korunacağız. Eyvallah da milletin aldığı kredilerin ödeme zamanı geldi hangi para ile ödeyecek millet bilen var ise beri gelsin. Kısaca vatandaş bağırıyor, yetişin diye.

HEPİMİZ VERGİ KAÇIRIYORUZ

Pandemi nedeniyle çok sayıda işyeri zarara uğruyor. Bu zarar gittikçe büyüyor, artık delikler yama tutmamaya başladı. Ülke gündemi bir anda bunlardan uzaklaştırılıp milletin dikkatleri başka yönlere çevriliyor.

Bu zor günleri sadece biz yaşamıyoruz. Ekonominin temelini milleti adına sağlam tutun ülkeler bugün zorlukların aşılmasına bir örnek olması adına sosyal medyada yer alan şu kısacak paylaşımı birlikte okuyalım ve ona göre kendimizi değerlendirelim.

Londra’da restoranı olan Konyalının dükkanının önünden geçtim, restoran kapalı sadece takeway (Paket servis) çalışıyor.

-İşlerin nasıl? Çok etkilendin mi?

-Yok abi, Allah gavurdan razı olsun. Şimdiye kadar 90 bin sterlin (1 Trilyon tl) yardım aldım. Çalışsam bu parayı kazanamazdım.

Konyalı: Abi yeni çay demledim, çay içelim’ kapının önüne oturduk çay içtik.

Konyalı: Abi daha dürüst davranacağız artık.

Ben: Neden?

Dürüst değil miydin?

Konyalı: Değiliz abi, hepimiz vergi kaçırıyoruz. Artık kuruşu kuruşuna vergimi ödeyeceğim.

Devlet bizi mahcup etti.

Konyalı: Abi biliyorsun, buradaki Türk vatandaşları ‘Domuzdan bir kıl koparırım’ hesabı içindeyiz. Vergi vermemek için her yola başvuruyoruz. Bu virüs bize acayip ders verdi. İngiliz hükümetinin bize yaptıklarının karşısında utandık. Biz ne beyan ettiysek ödediler. Allah razı olsun.

Bu sözler bir gerçeği gözler önüne serdi, lafla peynir gemisi yürümüyor.

Birisi çıkıp Türkiye diğer ülkeler gibi mücadele ediyor diyor, evet mücadeleye sözümüz yok diyelim de elde avuçta kalmadı ondan haber vermiyor. Zorlukları dile getirenlere saldırmayı marifet sayanlar bu gerçeklere çözüm sunmalarını bekliyor millet. Ankara’dan Türkiye nasıl görünüyor bilmem ama buradan Türkiye ekonomi alanında hiç de iyi görünmüyor bilesiniz. Artık kürsülerden denilen değil sokaklarda dile getirilenlere kulak verme zamanı geldi de geçiyor bilesiniz.

Kısaca her şeyin başı sağlık sözlerine ekleyelim. Her şeyin başı ekonomi ve eğitim oldu.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap