Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerinin gelişen ve değişen dünyamızda eksiksiz karşılık bulduğunu görmekteyiz. Tarikatlar, cemaatler, demokrasi, özgürlük, barış gibi birçok alanda dile getirdiği düşüncelerin sadece Türk milletini değil dünya milletlerini dekapsadığını söylemek doğru olur.

Büyük Önder’in insanlık için hiçbir ayrım yapmadan, dil, din, ırk gibi birçok alanda dile getirdiği düşüncelere ‘muasır medeniyet’ tanımlamasının ardından Türklerinde bu medeniyete katılmasını amaçladığını biliyoruz.

Düşünceleri ülkemiz sınırlarını aşan Atatürk’ün hayatı ve felsefesi Hollanda’nın kurucusu William I, Prince of Orange ile birlikte Hollanda’daki ilkokullarda ders olarak okutulacak! Şimdi gel de Atatürk’e karşı yapılan şerefsizliklere tepki gösterme. Her şeye rağmen dünya lideri olan Atatürk’ün fikirleri ülkemizde hayat bulmayı sürdürürken dünya turuna da devam ediyor.

BELEDİYE BAŞKANLARINA KONUT

Hatırlarsınız Türkiye Büyük Millet Meclisi lojmanlarını. Milletvekilleri, seçilip Ankara’nın yolunu tuttuklarında bu lojmanlarda otururlardı. Sonuçta bu lojmanlar satıldı. Lojmanlarda yaşamanın halktan uzaklaştıracağı, kopukluk yaratacağı gerçeği her zaman kabul görmüştür.

Milletin içinden gelip, milletle iç içe olmak adına atılan bu adım sonrası şimdi belediye başkanlık konutları gündeme getirilmeye başlandı.

Böyle bir ayrıştırmaya neden gerek duyulur buna da kimse bir mana veremiyor. Öyle bir döneme geldik ki halk salgın ile birlikte her gün daha da ekonomik olarak kayba uğrarken, belediye başkanlarına konut yapmak ne kadar doğru?

Başkana konut, ona konut, buna konut; vatandaşa hani konut? Seçilen, milletten ayrı bir dünya yaratmak için çabalayıp duruyor. Halkla iç içe olmak, kapıdan dışarı çıktığında onlarla selamlaşmak çok mu zor?

Seçilene, atanana ayrıcalık tanımak için uğraş veren sanırım başka bir ülke yoktur. Halkın içinden gelip konuta taşınmak neden bu kadar cazip gelir? Halkın içinden gelenin halka yakın olmak için gayret göstermekvarken onu milyonluk konutla abat edip halktan koparmak da neyin nesi?

Belediye başkanlarına konut yapılması için ülkede her şey güllük gülistanlık olmalı.Millet mutlu, huzurlu bir yaşama sahip olmalı. Kentlerin alt-üst yapıları eksiksiz olmalı. Bu konut işi biri yer biri bakar sözlerini bana hatırlatıyor. Vatandaşın mutfağında yangın sürerken belediye başkanına konut yapmak biraz insafsızlık olmaz mı? Konut işini gündemde tutma gayreti acaba milletin bilmediği konut mu yapılıyor sorusunu da akla getirmiyor değil.

ERDOĞAN’I TERK EDERLER

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığı ile bilinen TBMM Başkan Müşaviri ve gazeteci Nasuhi Güngör, “Benim Cumhurbaşkanımızın ve Türkiye’nin durduğu yerle ilgili zerre kadar kuşkum yok. Sorun, bu duruşu benimsemediği halde öyleymiş gibi yapanlar. Türkiye’nin zaafı açıktan muhalefet edenler değil, günü gelince taraf değiştirmekte asla zorlanmayacak olanlardır. Ne kadar çoklar!” paylaşımını yaptı.

Bunun örneğini AK Parti’den ayrılıp yeni parti kuranlarla yaşadık. Yarın yapılacak seçimde sıralamada istediği yerde yer almayan, “üç dönem” kuralına takılanların yerine gelmek için her türlü taklayı atıp beklentisine karşılık bulamayanları da buna eklemek gerek. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın yarın saf değiştirecekleri, taraf değiştirecekleri bildiğini de söylemek yanlış olmaz. Onlar ne kadar yalnız bırakırlarsa bıraksınlar millet bırakmıyor biline.