SON DAKİKA
SON DAKİKA


Atatürk Milli değil mi?
15.04.2021

Ülkemizde Öğrenci Andı ile birlikte Devlet Nişanı’ndan Atatürk’ün çıkarılmasına karar veren Danıştay’ın açıklaması üzüntü verdi, üzüntü verdiği kadar da inandırıcı gelmedi. Gerekçeli kararda, “Türkiye Cumhuriyeti ile mensup olduğu devlet arasında dostça ilişkilerin geliştirilmesini ve milletlerin birbirine yakınlaşmalarını sağlayan devlet başkanlarına verilen Devlet Nişanları'nın yeni halinde, diğer ülke uygulamalarında olduğu gibi milli ve kültürel sembollerimiz arasında yer alan Türk bayrağı motifinin tercih edildiği gözetilmiştir” denildi.


Şimdi bu sözler üzerine sormak gerek: Atatürk milli değil mi? Bunun adı kaş yaparken göz çıkarmaktır. Dünyada insan figürlü o kadar çok madalya var ki Rusya’dan Arjantin’e kadar say say bitmez. Danıştay da açıkladığı bu gerekçeli karar ile yeni bir tartışmanın fitilini ateşlemiştir. 


MUHALEFET OLMAK


Siyaset sahnesinde iktidar ve muhalefetin olmasının en büyük faydasını ülkemiz ve milletimiz görmektedir. Atılan yanlış adımların düzeltilmesinden vatandaşın beklentilerine cevap verilmesine kadar her alanda muhalefetin etkin rol oynadığını görmek mümkün. Bu nedenle muhalefet edenlere kin kusmak, onları hedef göstermek yerine ne dediklerini dinlemek gerek.


Muhalefetin iktidar olmaları halinde bayramda ikramiye verecekleri sözleri sonrası emekliye ikramiye geldi, muhalefet zam dedi, iktidar zam verileceğini açıkladı. Bitmedi muhalefet üreticinin patatesi ve soğanı depoda çürüyor, belediyeler aracılığı ile alıp halka dağıtacağını söyledi. İktidar aldığı bir karar ile depolardaki patates ve soğanı alıp halka ücretsiz dağıtacağını söyledi. İşte muhalefet bu nedenle var.

Aklıma gelmişken, patates soğan dağıtımı geride kalan yoksulluk çadırlarına benzeyen organize ile yapılmaz umarım.


KİMSE KİMSEYE SOPA SALLAMIYOR


Türkiye’de laikliği tartışmak ve kaldırılması yönünde hüküm vermeye başlayanların sayısı giderek artıyor. Ayasofya’nın eski imamı, milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’nın ardından adı yazar olan Yusuf Kaplan da laikliği hedef aldı.

Laikliğin anlamını ve sağladığı koşulları okumadan ya da okuyup anlamadan ortalığı bulandırmaya çalışan bu isimler acaba din ve devlet işlerinin ayrılmasının ortadan kaldırılıp cumhuriyetin yerine başka bir idare şeklinin peşindeler mi?

Devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan laiklik prensibini kendi amacı doğrultusunda değerlendirip başka eksenlere kaymasına neden olanların derdinin laiklik değil Türkiye Cumhuriyeti olduğunu söylemek yanlış olmaz.


Ne yapacak bu zatlar? Laiklik kalkacak, ya sonra? Cumhuriyetten vazgeçilmesi için ahkam kesmeye başlayacaklar, ardından da ülkede dinim üzerinden millete fetva vermeye başlayacaklar. Bu akıllı geçinenlere ülkemizde dinim adına görev üstlene tarikat ve cemaatleri dinim üzerinde herkes kendi anlayışına göre fetva verdiğini hatırlatmak isterim.


Dinim adına o kadar laf üreten var ki, yaşanan bu kirliliği önleyecek olan Diyanet İşleri Başkanlığı bir türlü bu zatlara susun diyemiyor. Milletin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne kadar laiklik ile bir derdi yokken bunlar sahne aldı, laiklik adına konuşan bu zatlar bir de doğacak tepkileri önlemek için akıl satmışlar bozulduklarını dile getirmiş. Laiklik bizi bozar diyen Kaplan’a sormak gerek: Laiklik nereni bozuyor? Bozulan bir yeri var ise Kaplan’ın tamirini yapacak adres yine laikliktir. Ülkemde laiklik adına kimse kimseye sopa sallamıyor, Kaplan sopa sallayan arıyorsa yanlış adreslere bakıyor, kafasını kaldırıp başka yere değil ekranlara baksa kimin sopa salladığını iyi görür.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap