Anayasa Mahkemesi bir mağduriyeti daha ortadan kaldırdı Eskişehir’de Gezi olaylarında dayak yiyen 5 kişiye 30’ar bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.Bu kararlar alınmadan önce iktidarın tepkisini çeken, ‘Şehirlerarası kara yollarında gösteri yürüyüşleri düzenlenemez’ hükmünü de iptal etmişti. Bu kararlar iyi ki Anayasa Mahkemesi var dedirtti.

Adalet Mülkün temelidir sözünün hayata geçmesinde önemli görev üstlenen hakimlerimiz, savcılarımız bağımsız olarak verecekleri kararlar ile vicdanları rahatlatmaya, hak, hukuk ve adalet dağıtmaya devam edeceklerine inancım tamdır.

Mahkemelerden de güzel haberler geliyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında verildi. Seçim dönemi adeta linç edilen, her türlü saldırıya maruz kalan Yavaş suçsuz bulundu. Hakkında iftiralarda bulunan şahıs hapse mahkum edildi, yakalanırsa cezasını çekecek. Bu kararlar ülkemizde bir şeylerin değişmeye başladığının işareti olarak yorumlanmaya başlandığını da belirtmek isterim.

ŞEHİR HASTANELERİ RANTI

Ülkemizde salgın yaşamımızın her alanını etkisi altına aldı. Hastanelerimizde sağlık ordusu salgına karşı yoğun mücadele gösterirken günlerce tartışılan gündemden hiç düşmeyen şehir hastaneleri konusunda bakın neler yaşanıyor.

Bakın Türk Tabipler Birliği’ni hedefe konulduğu bu günde şehir hastaneleri ile ilgili adımlar ve sağlıkta yaşanan olayların gelişmesini doktor Cihan Selçuk Ekşi sırasıyla örnekleri ile anlatmış; 

1) Devlet yandaş patrona bedava arazi veriyor.
2) Patron bu araziye devasa bir hastane yapacak.
3) Devlet bu binayı hastane olarak kullanmak için patrondan kiralayacak. Mesela yıllık 3 liraya. (Bu arada binanın inşası 3 lira etmiyor)
4) Sonra devlet aynı patrona diyecek ki: burayı al sen benim adıma işlet, işletme karşılığı da sana her yıl 3 lira daha
5) Hastanenin içindeki, güvenlik, temizlik, kantin, otel, eczane, radyoloji hizmetleri, taksi durağı, lokantalar, dükkânlar, çiçekçi, gasilhane hizmetleri, ameliyathane hizmetleri, yoğun bakım ve yanık üniteleri dahil bir çok şey taşeron olarak yine aynı patrona verilecek.
6) Devlet hastaneye %70 doluluk garantisi verecek. Boş kalan yatağın parasını ödeyecek.
7) Rakip olmaması için o şehirdeki devlet hastaneleri kapatılacak. Örneğin Ankara'daki 4-5 hastaneyi kapatıp bir şehir hastanesinde toplayacaklar.
8) Patrona ucuza çalışacak doktor da lazım. Son zamanlarda üniversitelerdeki hocalara, devlet hastanelerindeki uzmanlara yapılan baskılar sonucu sayısız istifa yaşandı. Büyük üniversitelerde neredeyse hoca kalmadı. Bunların muayenehane açmalarını ve başka özellerde çalışma şartlarını da imkânsız kurallara bağladı.. Mecbur patronun şehir hastanesinin kucağına (hem de seçenek olmadığı için ucuza) düşecekler.
9) Aile hekimlerine yapılan baskılarla da acillerinde ve başka birimlerinde amele parasına çalıştırılacaklar.
10) İllerde tek çatı altındaki sağlık teşkilatının ikiye bölünme sebebi ne idi sanıyordunuz: il sağlık müdürlüklerini Halk Sağlığı ve Kamu Hastaneleri diye ikiye böldüler. Para etmeyen halk sağlığı devlete kalacak. Kâr getirecek olan hastaneler özele devredilecek. Üzücü olan, bütün bu planlar birilerini zengin etmek için yapılıyor. Memleketimin insanının geleceğini daha sağlıklı yapmak için değil. Hâlbuki çok basit ve ucuz tedbirlerle çok daha sağlıklı bir

Türkiye oluşturulabilir. Halkımız da hala “sağlıkta dönüşüm” isimli tecavüz hapı ile uyutulmaya devam etsin.. Her şey daha iyi ve güya ucuzmuş.. Ne eczanede ödediğin paranın farkındasın, ne de istediğin zaman sana serum takmayan doktoru dövebilmenin kalite artışı olmadığının..