SON DAKİKA
SON DAKİKA


Ama kitap kırmızı, üstelik adı da sınıf
11.07.2020

 
Bdoğru konuşanların 9 köyden kovulduğu, dövüldüğü, sövüldüğü ülkemizde Hababam sınıfı’nın yazarı Rıfat Ilgaz’ın başından geçen olayı bugünle mukayese ederek okumakta fayda var.

KIRMIZIYDI, ÜSTELİK ADI SINIF'TI

“Küçük bir mahkeme salonunda savcı iddianameyi okumaya başladı... “sayın hakim, kitap kırmızı kapakla çıkmıştır ve adı sınıf’tır. Bu nedenle TCK’nın 216. maddesine göre, (yani “halkın; din, dil, ırk, mezhep, sosyal sınıf veya bölge farklılığı açısından farklı özelliklere sahip bir kısmını, diğer bir kısmı aleyhine kin ve düşmanlığa ittiği” gerekçesiyle) suçludur. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Adam şaşkınlıkla etrafına baktı. Her şey ona şaka gibi geliyordu. Bir şiir kitabı için miydi tüm bunlar? Bu
mahkeme, bu savcı, yanında kendisini savunmak için duran avukat, hakimin önündeki yazman...

Öğretmendi adam, yıllarını okuldaki öğrencilerine vermişti. “Çocuklarım” diyordu onlara. Kitabında da çocuklarını anlatmıştı zaten. O halde neydi suç olan? Neden buradaydı? savcı devam ediyordu: “Ama kitap kırmızı, üstelik adı da sınıf.” Şiirlerinden kesik kesik mısralar geldi adamın aklına...

“yoklama defterinden öğrenmedim sizi, benim haylaz çocuklarım! Sınıfın en devamsızını bir sinema dönüşü tanıdım, koltuğunda satılmamış gazeteler.” Adam, böyle gitsin istemiyordu, değiştirmek istiyordu öğrencilerinin kara yazısını. “Adam isterken olmanızı çoğunuz semtine uğramaz oldu. Okulun palto, ayakkabı yüzünden, kiminiz limon satar Balıkpazarı’nda, kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.” Buydu söyledikleri sadece. Ama bu bile bir tehditti koskoca ‘Devlet’e. Bu nedenle; Nazım Hikmet’in kitaplarından sonra ilk kez bu kitap toplatılmış ve yasaklanmıştı. yasaklanmıştı kitap, kırmızıydı üstelik; adı da sınıf’tı. Beyninde zonklamaya devam ediyordu yasaklanan kitabındaki şiirler. “Benim bilgili, becerikli çocuğum, kalktığın zaman tahtaya yüzünün kızarması neden? Ayağında sağlamca bir pabuç sırtında bir ceket yok diye mi? Ne var bunda sıkılacak, utanmak bize düşer çocuğum!” Birden herkes ayağa kalktı.

Hakim kararı açıklıyordu. Hayatında ilk kez tutuklanıyordu adam. Bir kitap yazmıştı, kapağı kırmızı üstelik adı sınıf’tı. 6 ay hapiste yattı adam. O zamanki yasalara göre 6 aydan fazla hapiste yatan bir kişi öğretmenlikten çıkarılıyordu. Adam tam tamına 6 ay hapiste yatmıştı. Ne bir gün fazla ne bir gün eksik. Ama 6 aydan fazla yatmış gösterilip öğretmenlikten de atıldı. yasaktı adama çocukları artık. yılmadı adam, onlara güzel bir dünya kurabilmek için yazmaya devam etti. Tutuklandı gene, işkenceye maruz kaldı, hatta yetmiş yaşında kendi köyünün halkı içinde gözleri bağlanarak elleri kelepçeli gözaltına alındı. Yetmedi saatlerce ayakta bekletildi, yorgunluktan çömelmeye başladığı an tekmelerle ayakta durmaya zorlandı. Adam yılmadı yasaklar karşısında, insanca yaşanacak bir dünya için. O adam kim mi? Bugün sizin gülerek izlediğiniz Hababam sınıfı’nın yazarı Rıfat Ilgaz.”

SEN İYİ PARTİLİ OLAMAZSIN

Oldubitti siyasetin bozuk ağzından ülke olarak çok çektik. Birbirlerine demediğini bırakmayan, sokak ağzı ile saldıran, yumruk, tekme atan sayısız milletvekili gördük... Ancak bir anneye, bir kadına laf eden, dil uzatanlara da şahit olmaya başladık. İyİ Partili Levent Özeren’in AK Parti İzmir Milletvekili Binali yıldırım’ın eşi ile ilgili sosyal medyada yaptığı paylaşım pes dedirtti. Kullandığı çirkin ifadeler nedeniyle sayısız tepki alan bu şahıs çıkıp bir an önce özür dilemeli. Ardından hukuk kendisi için ne gerekiyorsa yapmalı.

Bu kadar mı meydan boş? Ne olursan ol, kim olursan ol, bir anneye, bir kadına boş boğazlılık yapıp hakaret edemezsin. Kimsiniz siz. Genel Başkanı kadın olan bir partinin mensubunun böyle ifadeler kullanması bardağı taşırmıştır. Zaman geçirmeden partiden de istifa etmesi gerekir. Çünkü İyİ Parti’ye bu tipler yakışmıyor. Binali yıldırım’ın eşi semiha yıldırım’ın fotoğrafını paylaşarak; “sakın acile gitme, tedavi olmadan ölür görenler. 'Etik değil' diyene bak, böyle başa böyle tarak!” gibi alçakça ifadeler kullanmasına tepkiler artınca paylaşımını kaldırıyor, ama hala utanmadan sıkılmadan kendisini eleştirenlere laf yetiştirmeye devam ediyor. Meşhur algı sözcüğünün arkasına sığınıp, “Gece ben uyurken, ustalarından öğrendikleri en iyi işi; Algı ve linç operasyonu başlatmışlar. sizin hiçbir iftiranız bana yapışmadı, yapışmaz. sizleri rahatsız etmeye devam edeceğim. Ta ki sapık beyniniz kafatasınıza geri dönene kadar. Bugün çok sözümüz olacak” sözlerini paylaşmış. Geç bu ayakları geç, artık millet bu zırvalıklara pirim vermiyor bilesin. sormak gerek Özeren’e semiha yıldırım ile ilgili yaptığı paylaşımlar nedeniyle kendisini hangi sınıfa koyuyor acaba. sen çıkacaksın bir kadına hakaret edeceksin ahlaksız sözler kullanacaksın sonra çıkıp pişkin pişkin kendini savunma adına saçmalayacaksın, hadi oradan be. Çıkar yakandan İyİ Parti rozetini ve çek git. skandal paylaşımından pişmanlık duymadığı görülen Özeren, kendisine tepki gösteren vatandaşları hedef aldı. yaptığı son paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Gece ben uyurken, ustalarından öğrendikleri en iyi iş olan algı ve linç operasyonu başlatmışlar. sizin hiçbir iftiranız bana yapışmadı, yapışmaz. sizleri rahatsız etmeye devam edeceğim. Ta ki sapık beyniniz kafatasınıza geri dönene kadar.” Bu şahıs gözaltına alınmış, dilerim gerekli yaptırım yerine getirilir ve bu tür saygısızlıkları yapanlara ders olur.

15 TEMMUZ'DA YAPTIĞI PAYLAŞIMLAR DA ORTAYA ÇIKTI




İyİ Partili Özeren'in 15 Temmuz öncesi ve 15 Temmuz günü attığı Tweet'ler de tepki topladı. Başkan Erdoğan'ı kasteden Özeren, "Uzun kışkırtıyor. Kan dökülsün istiyor." ifadelerini #sakınsokağaÇıkma hashtagi ile paylaşmıştı. Paylaşım 15 Temmuz gecesinde yapıldı. Halkın özgürlüğü için verdiği mücadelenin karşısında duran Özeren bu paylaşımı ile açıkça darbecilerin yanında saf tutmuştu.

Özeren, yine aynı gece bir başka paylaşımında, TsK üniforması giymiş FETÖ'cü teröristlere karşı canla başla mücadele eden polislere seslenerek, "Polise çok iş düşüyor. Sağduyulu olup askere karşı gelmemeli. Tek dileğimiz kansız olması" ifadelerini kullanmıştı.


Özeren'in skandalları bu kadarla da bitmiyor. Özeren, yine darbeden önce Başkan Erdoğan ve hükümeti hedef alan bir paylaşımda bulunmuştu. Özeren, "Kendiniz defolun gidin yoksa çok can gidecek, çok kan akacak görmüyor musunuz?" ifadelerini kullanmıştı.

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap