Ortak atın beli kırık olur, diye bir atasözü vardır. Senelerce Amerika Birleşik Devletleri'nin tehdidi ile yaşayan bir ülke olduk. Ortaklık bunu mu gerektiriyor, anlaşılması biraz zor gibi geliyorsa da, bu ortak müttefikin asıl istemleri artık açıkça biliniyor. Bu konuda emekli hava albayı Ali Kurtar komutanımızın bize gönderdiği yazısını dikkatlice okudum. Ve köşeme taşımamı istedim. 'Ben yazılarımı buzdolabında saklanması için yazmıyorum. Toplu iğnenin kağıt üzerinde bıraktığı bir iz kadar Türk milletime bir yararım dokunursa bundan mutluluk duyarım' dedi. Ben de ülkesini böylesine düşünen komutan abimizin ismini köşemde zikretmeyi görev bilerek aynen yazıyorum.

Yeni tehdit mektubu dolayısıyla...

Peki onlara üsler veren,

İkinci Dünya Savaşı artıkları süt tozunu, margarinleri, Kuzey Afrika’da hurda hâline gelmiş askeri araçları çok fahiş fiyatlarla alan, uçak fabrikalarını kapatan, MKE’deki silah-mühimmat yapımını durdurup gazocağı üretmeyi kabul eden siyasi iktidarların hiç mi kabahati yok?

ABD Başkanı Jhonson’un gönderdiği kriptolu tehdit mektubuna muhatap olan Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı İSMET İNÖNÜ idi. Yani tehdit seviyesi devlet seviyesinde idi.

Şimdi gelinen noktaya bakalım...

ABD, artık stratejik aptal ortağı Türkiye’yi muz cumhuriyeti seviyesinde önemsiz gördüğünü anlatmak için tavşanın suyunun suyuna mektup yazdırarak iki defa aşağılıyor. Yani artık siz muhatap alınacak bir devlet değilsiniz demeye getiriyor. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu tehditten kendi payıma üzüldüm ve utanç duydum.

İSMET İNÖNÜ, günün siyasi durumu çerçevesinde uygun şekilde “Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye de orada yerini alır” demişti. Ama bunu söyleyen İsmet İNÖNÜ, neden bağlantısızlar siyasi birliğine katılmayı reddetmiş ve NATO’ya girmeyi yeğlemiş bilemem. Allah rahmet etsin ama DP ile birlikte güya Rus tehdidi bahanesiyle NATO’ya girmeyi yeğlemişti.

Neyse ki, şimdilik tek mektupla iki şekilde tehdit ve aşağılama ABD savunma bakanının vekili seviyesinde oldu. Gelecek seferki tehdit mektubu bir otelin mutfağında çalışan bulaşıkçıdan gelirse hiç şaşırmayacağım... Peki bu duruma düşmemize kim sebep oldu? Bütün siyasilerin bunda payı var. Kiminin emperyalistlere açık, kiminin üstü kapalı ve ATATÜRK maskesiyle destek vermesiyle bu günlere geldik.

ABD’ye gerekli yanıtı verecek, bugün ak dediğine yarın kara demeyecek bir delikanlı bekliyorum. Evet komutanım, bekliyoruz, belki bir ATATÜRK gelmez ama milyonlarca Atatürk askeri bulabiliriz. Bizler de görevimiz icabı tüm halkımızla paylaşmayı görev bildik.